Günümüzdegelişen farklı organizasyonel ve yönetimsel yapılar vardır. Matris yapılar diye tabir edilen daha hibrit modeller bulunur. Daha eskide kalan, müdürlük, şeflik ve uzmanlık gibi unvanların bulunduğu ve departman departman ayrılan organizasyonlar Albert Solino’ya göre Orta Çağ Avrupa’sındaki derebeylikler gibidir.
LinkedInKullanımında Püf Noktalar. Kurduğun her bağlantı senin için önem teşkil etmeli, her davet gönderenle de bağlantı kurmaya çalışmamalısın. Kurulan her bağlantı tanınmanı arttırır ve başkaları tarafından da keşfedilmeni sağlar. Kurduğun ağın gücü, profilinin gücünü de arttırır.
AnkaraDershaneler ve Öğrenci Takibi. Ankara dershaneler öğrencilerine sadece okul içi eğitim ortamları sunmaz. Aynı zamanda öğrenciler için her yerde ve her an erişilebilir bir öğrenci platformu sunar. Öğrenci takip sistemi sayesinde öğrenci okul dışında evindeyken sistemden faydalanabilmektedir.
Uzmanlık değil beceri göster Bock, bilişsel becerileri yüksek, meraklı, öğrenmeye istekli, liderlik becerileri güçlü olan bir kişiyi İnsan Kaynakları ya da finans departmanında işe alıp onu bu departmanda çalışan ve sadece bir konuda uzmanlaşmış bir başka kişiyle karşılaştırmanın asla adil olmayacağını vurguluyor.
Nedir? Düzenleme ortaklık payı (DOP), belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında düzenleme alanındaki ve bölgedeki yaşayanların kentsel faaliyetlerini sürdürebilmeleri için gerekli olan umumi hizmet ve kamu hizmet alanlarını elde etmek ve/veya düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında
djAM. ÖZÜM BÖLÜKBAŞ ORUJOV İLE ÖĞRENCİ KOÇLUĞU ÜZERİNE BİR SÖYLEŞİ Günümüzde sınavdan sınava koşan ve adeta testler hipodromunda birer yarış atına dönüştürülmek istenen öğrencilerimizin özellikle bilişsel, duyuşsal, ruhsal ve zihinsel anlamda kendilerini tanımalarına ve farkındalıklarını sağlayarak başarıya ulaşmalarına destek verecek sağlam bir liman var Öğrenci Koçluğu… Konunun uzmanı Özüm Bölükbaş Orujov ile öğrenci koçluğu üzerine güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Gelin şimdi, Özüm Hanım’ı dinleyelim ve öğrenci koçluğu üzerine önemli hususları öğrenelim 1. Öğrenci koçluğu nedir? Koçluk kavramı 2000’li yıllarda Türkiye’de popülerlik kazanmış bir alandır; özünde bireyin kendi farkındalığını sağlamasına destek olmayı barındırır. Öğrenci koçluğu ya da eğitim koçluğu da bu anlamı ile öğrenim yaşantısı içerisinde, özellikle 13 yaşından büyük bireylere eğitsel alanda destek sağlamaya yönelik bir hizmettir. Öğrenci koçluğu çalışmaları içerisinde – Bireyi tanıma, – Öğrenme yöntemlerini ve bireysel özelliklerini ortaya çıkarma, – Etkili, sistemli ve verimli çalışmayı sağlama, – Başarıyı engelleyen unsurları ortadan kaldırma, – Özgüveni arttırma, – Eğitim kurumu, aile ve birey arasındaki uyumu sağlama gibi konular yer almaktadır. 2. Öğrenci koçunun öğretmenlerden, rehberlik öğretmeninden, ebeveynlerden farkı nedir? Onların yaptıkları da bir nevi koçluk mudur? Aslında şüphesiz, öğrenciyi motive etmeye, başarısını fişeklemeye yönelik yapılan çalışmalar, özünde koçluk barındırır; ama bu süreç içerisinde öğrenciyi motive eden şeylerin ileriye dönük yarar ve zararları tartışılır. Hatta şu anda eğitimci alt yapısı olmayan, eğitim kurumlarının ortamlarını solumayan ve çocukluk – ergenlik dönemi psikolojik özelliklerini bilmeyen, öğrencilik dönemi ile ilgili fikir geliştiremeyen sözde! koçların yararı en çok tartışılması gereken konudur. Bu anlamda asıl eğitim, koçluk hizmeti için koçun ciddi bir alt yapısı ve bilgi birikimi olması gerekmektedir. 3. Başarısız bir öğrenci, koçluk çalışmalarıyla başarılı bir öğrenci haline gelebilir mi? Zaman zaman, özellikle veliler tarafından, koç ya da uzman herhangi bir öğretmenden öğrenciyi elinde sihirli değneği ile dönüştüren kişi olması bekleniyor. Bu elbette ki olası değildir. Aslında bu durumda öğrenci koçundan beklenmemesi gerekenleri belirtmek daha yararlı olacaktır. Öğrenci koçu, öğrencinin yedi gün, yirmi dört saatinin an ve an takipçisi olamaz ve olmamalıdır. Öğrenci ve veli adına karar vermemelidir. Öğrencinin kısa sürede mükemmel bir değişim, göz kamaştırıcı bir dönüşüm geçireceği fikrini ona sunmamalı ve bu yalana hem aileyi hem de öğrenciyi inandırmamalıdır. Bununla birlikte, çalışma yaptığım pek çok öğrenci, başarısız olduğu alan ve konuların farkına varmıştır, eksiklerini tamamlamıştır, kendini tanımış, güçlü ve zayıf noktalarını ortaya çıkarmıştır; ama bu öğrencinin hazır bulunuşluluğu, istek ve kararlılığı, ailenin konuya müdahaledeki tutumu ile de doğru orantılıdır. Bazen öğrencilerim, ailesinden inanılmaz baskılar görür, hiç istemediği meslek alanlarına yönlendirilir, odaya kapatılıp saatlerce zorla masa başında oturtulur ve onlara başarının böyle elde edileceği söylenilir. Bazen de aile, öğrencinin okulunun adından sınıfına kadar her şeyden habersiz, öğrencinin ilgi ve eğilimleri hakkında bilgisiz; alabildiğine serbesttir, onunla iletişimi son derece zayıftır ve öğrenci koçu artık öğrenci için aileden, sığınılacak limandan, dert ortağından farksızlaşmıştır. İşte bu noktada, öğrenci koçunun görevini, öğrenci için sunduklarını, öğrencinin isteklerini, ailenin beklentilerini netleştirmek, sınırları belirginleştirmek gerekmektedir. Başarı ancak böyle elde edilir. 4. Öğrenciler neden bir koça ihtiyaç duyar? Koçluk nerede devreye girer? Çalıştığımız gruptaki birey, yaşı gereği ve aslında haklı olarak ileriyi göremez, birkaç yıl sonra onu bekleyenlerden habersizdir ve anın tadını çıkarmak ister. Hedef belirlemede ya çok uzun süreler sonrasına sadece hayaller ekler ya da kendini çok dip noktalarda görüp karamsar olur. Bu durum, açmazlardan birisidir. Bu noktada koça ihtiyaç duymak kaçınılmazdır. Açmazlardan diğeri de şöyle ki; bilindik şu tablo her gün tekrarlanır Öğrenci her gün okuldan eve gelirken, hatta sabah evden çıkarken muhteşem kararlar alır, çalışmak için programlar yapar, listeler hazırlar, o gün çalışacağı konuları belirler, yapması gerekenleri sıralar ve eve adımını atar. Önce yemek yer, biraz dinleneyim der, sonra biraz dinlenir biraz da bilgisayarı açayım der; biraz bilgisayarı açar, sonra birkaç arkadaşımı arayayım ve mesaj atayım der… der… der… Bu süreç böyle uzar gider. Sonra bir bakar ki akşam diziler başlamış, “izleyeyim de oturayım çalışmaya” der ve işte orada artık gün biter, uyku vakti gelir. Bu akıp giden zamanda öğrenilmesi gerekenler yığılır, sınav dönemine doğru panik başlar, telaş artar. Birçok öğrencim, bu tablodan onlara bahsettiğimde acı bir gülümseme taşır yüzünde, bense haklı olmamın omzumdaki yükünü… İşte bu noktada koçluk devreye girer. Birey, kendini ayakta tutacak, adeta hesap verecek birine gereksinim duyar. Öğrencilerimin genellikle benzer bir ifadesi vardır ki, “kendim de biliyorum ama siz olunca yapıyorum hocam” şeklindedir. Anne-babadan hemen tepki gelir “Kendi biliyorsa yapsın o zaman!” Annelere bunu şöyle söylüyorum, “siz de besinlerden hangisi zararlı hangisi yararlı biliyorsunuz, ama her pazartesi rejime başlıyorsunuz”, “biliyorsunuz ama kontrol edemiyorsunuz.” Sakın bundan, “koç, yap!’ der, öğrenci de yapar” şeklinde bir şey çıkarılmasın… Gerçek koç, durumun bu farkındalık ile ne yapması gerektiğini öğrenciye fark ettirir. Bazı öğrencilerimde de genel kanılar şunlar “Böyle olduğumu yeni fark ettim” , “Kendimi tanıyamıyorum.”, “Kendime söz geçiremiyorum” . Benzer bir açmaz da burada var, gördüğünüz gibi ya da “çalışıyorum ama sınavda yapamıyorum”, “öğrendiklerimin hepsini unutuyorum”, gibi. İşte koçluk hizmetine bu noktalarda ihtiyaç duyulmaktadır. Farkındalık süreci böyle başlar ve süreç ilerler. 5. Bir öğrenci koçu öğrenciyle nasıl çalışır? Aslında bunun için genel bir çalışma kriteri maalesef yoktur, ama psikoloji ve eğitim konularında öğrenim görmem sebebiyle, süreci daha bilimsel bir çerçevede ilerletiyorum. Öncelikle öğrenciyi tanımak için bazı test ve envanterler uygulanır. Öğrencinin ilgi ve yetenekleri belirlenir. Algılama tipi, mesleki eğilimleri gibi konular açıklık kazanır. Öğrenci ile yapılan görüşmelerde onun eksik yanlarının da farkına varılır. Görüşmeler mutlaka raporlanmalıdır, değerlendirme formları ile desteklenmelidir. Eksik yönlerin tamamlanması ve başarı grafiğinin artması için çalışmalar başlar, bir takip sistemi oluşturularak görüşme günleri ve saatleri belirlenir. O zamana kadar tamamlanması gerekenlere, yapılacaklara öğrenci ile karar verilir. Kişiye özel çalışma programı oluşturularak öz disiplin sağlanmasına yardımcı olunur. Birlikte hareket etmek, uçuk ve gerçekleşmesi olası olmayan programlar yapmamak büyük önem taşır. Kısa süreli ve uzun süreli hedefler ve bu hedefleri gerçekleştirmek için çalışmalar yapılır. Öğrencinin günümüzde sıklıkla karşılaştığımız depresyon, panik atak, DEHB Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu, öğrenme güçlüğü, durumları da varsa, uzman psikolog ve psikiyatristiler ile senkronize çalışmak ciddi fayda sağlamaktadır. Zira birçok sözde! koç, bu durumlara kendi çözüm bulma yoluna gitmekte, geri dönülemez zararlar ile öğrenciyi ve ailesini baş başa bırakmaktadır. Aynı zamanda farklı derslere farklı çalışma teknikleri, öğrenme ve algı tipine göre çalışma, soru çözüm, test tekniği, okuduğunu anlama, bellekte tutma, sınav heyecanını orta seviyede tutma gibi eğitsel içerik taşıyan pek çok konuda çalışmalar gerçekleşir. Bu çalışmalar içinde eksik noktaları belirlemek için yüz yüze görüşmelerin dışında okul, dershane ziyaretleri ve ev çalışmaları da yapılmaktadır. 6. Öğrenci koçluğu pahalı bir hizmet midir? Rakamlarla ilgili bilgi verebilir misiniz? Bu durum, öğrenci koçluğu yapan kişinin eğitim düzeyine, kapasitesine, yapılan işe ve görüşme sayısına göre bile farklılık göstermektedir. Seans ücreti şeklinde ya da aylık olarak değerlendirilebilmektedir. Danışman görüşme ücretlerine yakın oranlardadır. 7. Ders çalışma ve sınavlara hazırlık, öğrencilerin iki temel problemi. Bu alanlarda nasıl çalışıyorsunuz? Temel problem,“öğrenmeyi öğrenmek”… Bu iki sorun içerisinde de öğrenci kendini disipline etmekte zorlanmakta ve çalışmaya nereden başlayacağı konusunda bocalamakta. Örneğin; lisede matematik konusunda zorluk yaşayan bir birey, aslında ilköğretim matematik konusunda inanılmaz eksikler taşımaktadır. Bunun farkındalığı ile eksikleri tamamlamak gerekir. Bununla birlikte doğru çalışma ortamı oluşturmak, derse uygun çalışma yöntemi geliştirmek, bilgiyi bellekte tutmak gibi sıkıntılar da yaşamaktadır ve bunlarında üstesinden gelmesi gerekmektedir. Çalışmalar içerisinde öğrenci bu farkındalıkla çalışma sistemi oluşturmaya başlar, kendi yönlerinin farkına vararak uygun yöntemleri geliştirir ve ders çalışmak onun için eziyet olmaktan çıkar ve başarı kaynağı haline dönüşür. Başlangıç noktasında, hedef belirlemedikçe de sınav hazırlıklarında sıkıntılar yaşarız. Önünde ya okul için yazılı bir sınav, ya da “at yarışına dönen” , kendi gözünde büyüttüğü “büyük” sınavlar vardır. Bu sınavlara, “büyük sınavlar” denilerek bir kere gözü korkutulur öğrencinin. “Binlerce insanın girdiği sınav”, “öğrencilerin ter döktüğü sınav oturumları”, “bu dershaneden şu kadar öğrenci sınavı kazandı” baskıları. Aslında onun dışında etrafına örülen o kadar korku unsuru ve belirsizlik var ki… Veli de çoğu zaman farkına varmadan bu yarışın en önüne iteklemeye çalışır öğrenciyi. Bu durumların çözümüne yönelik de ayrı çalışmalar yapılmaktadır. Öğrencinin ilgi ve yetenekleri dikkate alınarak hedef belirlenir, bu hedefe yaklaşmak için olası kısa sürede ve uzun sürede gerçekleşmesi gerekenler tespit edilir ve hepsinin gerçekçi olmasına dikkat edilir. Sınav anında heyecanı orta seviyede tutmaya yönelik egzersizler yapılır, uygulamalar gerçekleştirilir. Bu dönem sözde ! eğitimcilerden ve koçlardan en çok duyduğum “sınav heyecanını yok edeceğim” sözüdür. Bunu yapmayın! Eğer bir alanda heyecan tamamen ortadan kaldırılmaya çalışılırsa orada verimden ve başarıdan en üst seviyede yararlanamazsınız. Orta düzey bir heyecan, başarı için önemli bir unsurdur. Belki burada yok edilmesi istenen kaygıdır. Kaygının ise, fizyolojik ve psikolojik yanlarını tespit etmek ve uygun çözümler sunmak gerekmektedir. Bu da yapılan çalışmalar arasında yer alır. 8. Bir öğrenci koçu olarak, öğrenci okurlarımıza 10 tavsiye istesek sizden? Arka arkaya bunu yapın, şöyle olun şeklinde reçeteler sunmak, tavsiyelerde bulunmak benim işimde yer almaz, kişisel yaklaşımımda da… Üstesinden gelmekte zorluk yaşadıkları, çoğu zaman kendi yaş özelliklerinin tadını bile çıkaramadıkları bir dönemdeler elbette. Ama çıkmaz bir sokakta değiller. Yalnızca şunu söyleyebilirim bu konuda; kendilerini tanımak, eksikleri saptamak için çaba gösterirlerse başarıyı daha kolay elde ederler. Bunun için kendilerini ifade etmekten kaçmak, aile desteğinden uzaklaşmak, uzman yardımından çekinmek hepten bocalamaya neden olabilir. 9. Okurlarımız size nasıl ulaşabilir? Sosyal ağlardan, Özüm Bölükbaş Orujov adı ile ya da ozumbolukbas mail adresimden bağlantı kurabilirler. Kısa bir biyografi 1982 yılında Ankara’da öğretmen anne ve babanın yavrusu olarak dünyaya gelmişim. Çocukluktan itibaren eğitmenler, okullar ve öğrencilerin içinde onların hayatına dair soru ve sorunların konuşulduğu ortamda yaşadım. Üniversiteyi, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümü’nde okuyarak bitirdim. Yabancı dil eğitimimi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulu’nda, Yüksek Lisansımı Pedagoji Eğitimi alarak, Gazi Üniversitesi Eğitim Enstitüsü’nde tamamladım. Yurtdışı üniversiteleri ve Milli Eğitim Bakanlığı onaylı pek çok Psikoloji, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık ve Kişisel Gelişim alanlarında eğitime katıldım, katılmaktayım. 10 yıldır pek çok eğitim kurumunda aldığım eğitimler doğrultusunda öğretmenlik, eğitmenlik, rehberlik ve idarecilik yapmaktayım. Evli ve iki çocuk annesiyim. Adem Özbay / ademozbaya
Haberler > Eksikleri Tamamlıyoruz Canavar Gibi Bir LinkedIn Profili Yaratmanız İçin 24 Mühim İpucu - 1226 - 1649 İş yaşamında yeni kariyer fırsatları, yurt dışına açılma olanakları, iyi ve sürdürülebilir ilişkiler kurma, marka tanıtımı, iş geliştirme, kişisel pazarlama, networking vb konularda dünyanın çabasını gösterdiğimiz halde; çoğu profesyonel, tüm bunları çok kolaylaştıran LinkedIn'i nasıl etkili kullanacağını bilemiyor. İşte size dört dörtlük bir profil için 24 iyi öneri 1. Olmazsa olmaz Profil bilgilerinizi daima güncel tutun. Pek çok insan LinkedIn profilini güncellemeyi unutur. İster iş hayatına yeni atılıyor, ister farklı iş fırsatları arıyor olun, profilinizde eski bilgilerin yer alması kabul edilemez. Şu 3 bilgi daima güncel olmalı Profesyonel unvanınız, konumunuz ve sektörünüz.Profesyonel unvanınızda becerilerinizi yazar, konuşmacı, eğitmen, danışman vb tanımlayan kelimeler de kullanabilirsiniz. Kim olduğunuz, ne iş yaptığınız profilinizde açıkça belli olsun. 2. Sadece profesyonel fotoğraflar kullanın. Profil fotoğrafı olan hesaplar, olmayanlara göre 11 kere daha fazla görüntüleniyor. Bu yüzden profil fotoğrafınızı flu bir siluetten ibaret fotoğrafınız 20 yıl öncesinden kalma olmamalı; Facebook, Twitter gibi sosyal medya hesaplarına aitmiş gibi de durmamalı. Kedinizle yanak yanağa ya da snowboard'la havadayken çekilmiş fotoğraflar kullanmayın...LinkedIn profesyoneller için. Siz de profesyonel olun. 3. Arka plan fotoğrafınızda karakterinizi ya da markanızı yansıtan görseller kullanın. İlla bir noktada kişilik ve renk katmak istiyorsanız arka planınızda bunu yapabilirsiniz. 1400x425 çözünürlükte ve doğru formatta görseller kullanmaya çalışın. 4. Sağlam bir özgeçmiş özeti yazın. Bu kısım kendinizi potansiyel bağlantılarınıza 'sattığınız' bölüm. Bu alanı doldururken, kendimizden birinci tekil şahıs olarak mı, üçüncü tekil şahıs olarak mı bahsetmemiz gerektiği sıkça tartışılır. Açıkçası pek bir farkı yok; sadece seçiminize sadık kalın. 'Ben' diye başlayıp, 'yapmıştır' diye devam etmeyin. Bir de bu kısımda egonuzu kontrol edin ve anlamsız tabirlerden kaçının... 5. İmla hatası yapmayın. Zayıf dil bilgisi, yazım hataları, anlatım bozuklukları... Kesinlikle kabul edilemez; her türlü yazım hatasından kaçının. 6. Kullandığınız anahtar kelimeler mantıklı olsun; bilinçli seçimler yapın. Kelimeler tahmin edemeyeceğiniz derecede önemli. Profilinizde yer alan anahtar kelimeler, görünmez olmakla bulunur olmak arasındaki farkı ortaya nedenle, arama sonuçlarında görünmek istediğiniz anahtar kelimeleri iyi saptayın; ve bu kelimeleri başlıktaki unvanınızda, özette ve profilinizde de kullanın. 7. LinkedIn'de iletişim bilgileri altında, kişisel web sitesi ya da blog adresi verme opsiyonu bulunuyor. Ancak bu alana web sitesi adresi yazıldığında, sadece 'Kişisel Web Sitesi' ya da 'Şirket Web Sitesi' şeklinde gözüküyor. Bunlara tıklayınca nereye gideceğimizden emin olmadığımızdan pek tıklamıyoruz. Halbuki markanızın ya da şirketinizin adını sergilemeniz için bu alan bir fırsat için, Web Siteleri alanını doldururken, 'Diğer' seçeneğini tıklayın ve önce markanızın/firmanızın adını, sonra adresini girin. Böylece marka adınız her zaman görünür olacaktır. 8. URL’nizi de kişiselleştirin. LinkedIn hesabınızı oluşturduğunuzda otomatik olarak, marka ya da firmanızla alakası olmayan, anlamsız sayılardan, harflerden, ters slash işaretlerinden oluşan karmaşık bir internet adresi veriliyor. Bunu düzeltmek için 'Genel Profil'de 'Kişiselleştirilmiş URL’nizi oluşturun' butonuna tıklamanız yeterli. 9. Medya araçlarını aktif kullanın. Görsel medyanın ne kadar büyüyen bir ortam olduğu profilinize fotoğraf, video, sunum ya da makaleler ekleyerek görsel medyanın her türünü aktif olarak kullanın. 10. Profilinize havalı/parlak yeni bölümler ekleyin. LinkedIn daha çekici görünmesi için farklı bölümler ekleyerek profilinizi kişiselleştirmenize izin veriyor. Paylaşımlar, gönüllü deneyimler, yabancı diller, onur ve ödüller, patentler, önemsediğiniz amaçlar gibi bölümler ekleyerek profilinizi bunlar, yeni bağlantılar kurmanız için birer fırsat. 11. İnsanlar size pek çok yetenek için onay verecektir; sahip olmadıklarınız için bile. Ama duş başlıkları, yangın alarm sistemleri ya da gazlı içecekler evet, LinkedIn'e göre bunların hepsi uzmanlık alanı konularında onaylanmış olmanız, bunu diğer kullanıcılara göstermeniz gerektiği anlamına gelmez; duş başlıkları kariyerinizde önemli bir rol oynamıyorsa alakasız yetenek ve onayları kaldırma fırsatını veriyor. Yetenekleriniz hakkında 'yalan' söylemekten kaçının. 12. LinkedIn'de yapılan en büyük hatalardan biri, tanışmak istediğiniz insanlarla bağlantı kurmamak. Halbuki 'networking' denen yapının amacı tam da bu; yeni insanlarla tanışmak. LinkedIn'de ağ kurmanın pek çok faydası var. Nüfuzlu kişiler sizi görebiliyor. Daha çok tasdik alıyorsunuz. Daha fazla insan yeteneklerinizi görüyor, paylaşımlarınızı beğeniyor ve web sitenizi ziyaret ediyor. Yani LinkedIn'i biraz da Twitter gibi kullanmayı deneyin. 13. Sıkıcı ve kişiliksiz "Sizi LinkedIn'deki profesyonel ağıma eklemek istiyorum" otomatik mesajını kullanmayın. Birine göndereceğiniz bağlantı davetini kişiselleştirin. Nerede tanıştığınızı, bir grupta, mail üzerinden ya da telefonla, hangi konuda görüştüğünüzü belirtin. Bu yaklaşım davetinizin kabul edilme olasılığını arttıracaktır. 14. Her zaman ulaşmak istediğiniz kitleyi düşünün. Mevcut bağlantılarınız, bildirimler sayesinde yeni paylaşımlarınızı görürken, potansiyel bağlantılar da arama çubuğunu kullanarak bunları içerikler paylaşarak uzmanlığınızı ve ilgi alanlarınızı vurgulayın. Paylaşımlarınızın LinkedIn'deki 400 milyon profesyonel kullanıcı için uygun olduğundan emin olmanız kaydıyla... 15. İnsanlarla bağlantı kurmanın bir yolu da LinkedIn gruplarına katılmak. İster büyük bir yayın organının grubu, ister belli uzmanlık alanındaki insanların oluşturduğu bir grup olsun, içlerinden seçim yapabileceğiniz milyonlarca grup var. O yüzden kendinize uygun grubu araştırmaya başlayın ve tartışmalara katılın; değişik tartışmalar başlatın. Ürününüzü satmak ya da kendi tanıtımınızı yapmaya çalışmayın, uzmanlığınızı satın. 16. Hiçbiri bana yetmedi diyorsanız üyeliğinizi Premium'a da taşıyabilirsiniz. LinkedIn'in arama ve gelişmiş arama özellikleri hayli iyi; yine de her zaman Premium üyeliğe yükselmek de bir seçenek. 17. Birinin profilini incelediğinizde LinkedIn adınız ve unvanınızı o kişiye bildirir. Sevimsiz gözükse de, aslında LinkedIn bunu bu şekilde öneriyor. Yine de bazen, bağlantı kurmadan önce birazcık gizlice takip etmek ve bilgi toplamak isteyebilirsiniz. Bu durumda gizlilik ayarlarınızdan, kişiye haber gitmemesi seçeneğini kullanabilirsiniz. Sadece çalıştığınız şirket ya da sektör bilgisinin gitmesini sağlayabileceğiniz gibi, tamamen anonim de olabilirsiniz. 18. "Nerde tanıştık" diye düşünmemek için notlar kısmını kullanın. Bağlantı ağınızı binlerce kişiye ulaştırdığınızda, herkesi tek tek hatırlamak ya da bir kaç önemli kişiyle bağlantı halinde kalmak tabii kolay olmuyor. Ama bağlantılar bölümünde biriyle ne zaman tanıştığınızı görebilmenin yanı sıra, o kişi hakkında notlar da yazabiliyorsunuz. Tabii ki bu notları sadece siz görebiliyorsunuz. 19. Birisi davetinizi kabul ettiğinde hemen sattıklarınız hakkında kulis yapmaya başlamayın. Bu tutum ilişkilerin katilidir! Ağırdan alın; gönderilerine yorum yapın, beğenin, paylaşın. Bir şey satmaya çalışmadan önce ilişki kurun ve güven bağlantılarınız işe giriş yıl dönümlerini kutladıklarında ya da yeni bir işe girdiklerinde size haber vererek, onlarla temas halinde kalmayı da kolaylaştırdı. Bu bildirimleri beğenip yorum yapabilmeniz de tabi ki mümkün. 20. Durum güncellemelerini kullanın, ama abartmadan. Durum güncellemeleri, güncel işlerinizin altını çizmek, okuduğunuz bir makale ya da kitabı paylaşmak, bir konferans ya da davete katılımınızı göstermek, ya da bir aforizma ile ilham vermek için iyi bir olun fakat baymayın! Her gün en az bir, en fazla üç ya da dört, faydalı ve alakalı paylaşımda bulunun. 21. Asla bir başkasının gönderisinin altında ya da eski bir çalışanla ilgili olumsuz yorumlar paylaşmayın. Bunun yerine daha yapıcı bir şekilde düşüncelerinizi ifade etmeye çalışın. Eğer beceremiyorsanız, böyle yorumları silin ve başka bir şeye odaklanın. Unutmayın, 'ne söylersen 'o'sun'. 22. Tavsiye isteyin. Fakat tüm bağlantılarınızdan gelişigüzel tavsiye istemek yerine, birkaç kilit isim seçin. Detayları mesaj yoluyla paylaşın. Eğer öne çıkmasını istediğiniz özellikleriniz varsa tavsiyesinde bunu belirtmesini isteyin. Utanmayın, bir yol ise, daha önceden beraber çalıştığınız birine çok iyi bir tavsiye vermek. Böylelikle bu iyiliğinizi karşılıksız bırakmak istemeyecek ve size tavsiye verme ihtimali artacaktır. 23. LinkedIn bağlantılarınızı dışarı aktarmayı unutmayın! O kadar zaman uğraşıp didinip müthiş bir ağ yarattınız. İletişim bilgilerini kaybetmek istemezsiniz!Bunun için, 'bağlantılar' sekmesine gelin; 'bağlantıları dışa aktar' butonuna basarak tüm bilgileri .cvs dosyası olarak kaydedin. Böylelikle tüm bağlantılarınızın adı soyadı, e-mail adresleri, unvanları ve çalıştıkları şirketlerin olduğu portföyünüz güvende olur. 24. Onedio Business'ı LinkedIn'den takip edin 😎 Onedio Business
Etkili bir LinkedIn profili, kariyer yolunuzda sizi her zaman bir adım öne çıkaracaktır. Başvurduğunuz iş ilanlarından olumlu bir dönüş alabilmek için, LinkedIn sayfanızın sizi en doğru şekilde yansıtması gerekir. Bu içeriğimizdeyse "Etkili bir LinkedIn profili nedir, nasıl olmalıdır?" sorusuna yanıt olacak bazı taktikler paylaşacağız. Günümüzün teknoloji çağında iyi tasarlanmış bir LinkedIn profili, iş arayanların sonuca ulaşması için oldukça önemli. İşverenler ve işe alım uzmanları, yayınladıkları iş ilanlarında nihai kararı vermeden önce adaylar hakkında ayrıntılı bilgi edinmek için LinkedIn'e bakıyor. Bu nedenle LinkedIn profilinizin yeterince dolu olduğundan ve sizi diğer adaylardan farklı kıldığından emin olmanız gerek. LinkedIn üzerinde gördüğünüz iş ilanlarından herhangi birine başvurmadan önce profilinizin yeterince bilgi sağlayıp sağlamadığını bir kez daha kontrol edin. Eğer LinkedIn profilinizin sizi yeterince yansıttığını düşünüyorsanız, bu içeriğimizde iş ilanları için sizi bir adım öne çıkaracak LinkedIn profil taktiklerine yakından bakacağız. LinkedIn profilinizi geliştirebileceğiniz ve platformu daha iyi kullanabileceğiniz taktikler Profil bilgilerinizde imla hatasına yer vermeyin. Profilinize anahtar kelimeler ekleyin Profesyonel bir profil resmi kullanın ve LinkedIn başlığınızı profesyonel görünecek şekilde güncelleyin Profil özetinizin kişiliğinizi yansıtmasını sağlayın Doğru kişilerle ve gruplarla bağlantı kurun Başkalarından tavsiye isteyin Profilinizi herkese açık konuma getirin Profil URL'nizi özelleştirin Profiliniz için bir rozet oluşturun ve bunu diğer ağlarınıza ekleyin İş geçmişinizden gereksiz bilgileri kaldırın 1. Profil bilgilerinizde imla hatasına yer vermeyin. Evet, oldukça basit Profilinizde imla hatalarına yer vermeyin. Elbette, bu durum sektörden sektöre farklılık gösterse ve birçok işe alım uzmanı Türkçeye doğru düzgün hakim olmasa bile profiliniz, sizin vitrininiz. De, da eklerinin ayrılmadığı, anlamak için 3 kez okumanın gerektiği, alelade yazılmış bir profil özeti, emin olun pek çok kişi için sıkıcı ve yetersiz görünecektir. 2. Profilinize anahtar kelimeler ekleyin. İşe alım uzmanları, herhangi bir iş ilanında doğru adayı bulabilmek için anahtar kelimeleri kullanarak LinkedIn ve diğer kariyer sitelerinde arama yapar. Dolayısıyla anahtar kelimeler, profilinizin tamamında ve özellikle de "Uzmanlıklar" bölümünde oldukça önemlidir. Potansiyel şirketler tarafından bulunma şansınızı artırmak için detaylı bir araştırma yapıp, profilinizi en doğru anahtar kelimelerle donatın. 3. Profesyonel bir profil resmi kullanın ve LinkedIn başlığınızı profesyonel görünecek şekilde güncelleyin. İşverenler ve işe alım uzmanları, doğru adayları bulmak için düzenli olarak LinkedIn'i inceler ve profesyonel bir görsel onların kafasındaki doğru tonu belirler. Sonuçta burası Instagram değil ve tercih edeceğiniz fazla karmaşık olmayan, sizi tam olarak yansıtan, temiz bir fotoğraf; iş ilanları için ilk sıralara yükselmenize büyük ölçüde katkı sağlayacaktır. Aynı zamanda İsminizin hemen altında yer alan 'Başlık' kısmı, varsayılan olarak güncel iş bilgilerinizi gösterecek şekilde doldurulur ancak bu bilgiler her zaman yeterli olmayabilir. Başlık aynı zamanda insanların profilinizi ziyaret ettiğinde göreceği ilk kısım. İnsanlarda yalnızca tek bir ilk izlenim bırakabileceğiniz için burada yer alan mesajın açık, anlamlı ve insanlara sizin kim olduğunuzu söylemesi gerekir. Burada en iyi anahtar kelimeleri kullanmayı da unutmayın. 4. Profil özetinizin kişiliğinizi yansıtmasını sağlayın. Profil özetiniz, kariyeriniz açısından kişiliğinizi en iyi yansıtabileceğiniz yerdir. Bu kısma daha önce katıldığınız faaliyetleri, yeteneklerinizi, nelerde iyi olduğunuzu, başarılarınızı, teknik becerilerinizi ve sizi daha iyi açıklayacağını düşündüğünüz diğer bilgileri ekleyebilirsiniz. 5. Doğru kişilerle ve gruplarla bağlantı kurun. Çoğu insan LinkedIn profilini güncellemeyi unutur ancak bu bir altın kuraldır LinkedIn profilinizin güncel olduğundan emin olun. Mevcut unvanınız her an güncel olursa sizinle iletişime geçen kişileri hayal kırıklığına uğratmaz, onlara neler vadettiğinizi profilinizde gösterebilirsiniz. 6. Başkalarından tavsiye isteyin. Geleneksel işe alım süreçlerinde tavsiye mektuplarının önemli bir yeri vardı; tavsiyeler de LinkedIn profilinizin önemli bir özelliğidir. İşverenler adayların profillerini incelerken eski bir patron veya iş arkadaşı tarafından profilinize verilen bir tavsiye, sizi her zaman bir adım öne geçirecektir. Tavsiye almanın en kolay yolu ise başka birine tavsiye vermektir. Ancak burada herkesten değil, sektör içerisinden kişilerden tavsiye almaya ve aynı şekilde sektör içerisinden kişilere tavsiye vermeye özen gösterin; aksi takdirde profiliniz "sahte" havası yaratabilir. 7. Profilinizi herkese açık konuma getirin. LinkedIn, genel anlamda kariyer ve iş ilanları üzerine kurulu bir platform. Dolayısıyla profilinizi kapalı kullanmak ile kullanmamak arasında pek bir fark bulunmuyor. Eğer bir iş ilanı peşindeyseniz, profilinizi herkese açık duruma getirmek oldukça etkili bir taktik olabilir. 8. Profil URL'nizi özelleştirin. Adınıza özel URL'ler, rastgele harf ve rakamlardan oluşan bir URL dizisinden her zaman daha iyidir. LinkedIn'de profil URL'nizi adınızı ve soyadınızı içerecek şekilde özelleştirebilirsiniz. Adınızı içeren bir URL'ye sahip olmanın SEO açısından da önemli olduğunu unutmayın. 9. Profiliniz için bir rozet oluşturun ve bunu diğer ağlarınıza ekleyin. LinkedIn'de profiliniz için bir rozet oluşturabilirsiniz. Rozetleri daha önce hiç duymayanlar ve "LinkedIn rozeti nedir?" diye soracak olanlar için kısa bir özet geçmek gerekirse bu rozetler, LinkedIn profilinize bağlı küçük bir resimdir. Bu bağlantıyı e-posta imzalarınızda, web sitenizde, diğer sosyal ağ sitelerinde veya diğer herhangi bir çevrimiçi profilde kullanabilirsiniz. Bu sayede profil sayfanıza geri bağlantılar oluşturabilir ve SEO sıralamanızı yükseltebilirsiniz. 10. İş geçmişinizden gereksiz bilgileri kaldırın. Profilinizi görüntüleyen işverenler muhtemelen geçmiş iş deneyimlerinizle ilgileniyorlar, bu nedenle bu bölümün güncel ve bilgilendirici olması önemlidir. Geçmiş iş bilgilerinizin yeterince açık olduğundan emin olun Unvan ve tarihten daha fazlası. Ancak aradığınız role katkıda bulunmayacağını düşündüğünüz eski pozisyonları da geri plana almayı unutmayın. Bu bilgileri tamamen kaldırmayın zira işverenler üzerinde kariyerinizde bir boşluk varmış izlenimi yaratabilirsiniz. LinkedIn'de güçlü bir profil oluşturmak için kullanabileceğiniz taktikleri derlediğimiz içeriğimizin burada sonuna geliyoruz. Yukarıda yer alan bu adımları uyguladıktan sonra Linked'ın profilinizin daha etkileyici bir görünüme kavuşacağına emin olabilirsiniz.
Üniversite öğrencileri için iş aramanın şimdi yeni bir yüzü var Linkedin! İşe alımcıların yaklaşık% 94’ü daha iyi aday bulmak için Linkedin’e başvurduklarını söylüyor. Dolayısıyla bir Linkedin profiline sahip olmak yetmiyor ve öğrencilerin bu profesyonel platformdan en iyi şekilde faydalanabilmek için Linkedin’in sunduğu birçok özelliğin farkında olması çok önem taşıyor. Bu yüzden üniversite öğrencileri için Linkedin profilini mükemmelleştirecek ve harika bir iş çıkarmaya yetecek 7 Linkedin ipucunu yazımızda bir araya getirdik. 1. Profesyonel Bir Fotoğraf unsplash Öğrenciler çoğu zaman eğlenceli fotoğrafları, birçok filtre ve etiketle birlikte kendi profil resimleri olarak yayınlamak için de kullanır. Ancak sosyal paylaşım siteleri ve profesyonel ağ siteleri arasında ayrım yapmak önemlidir. Linkedin’de, profil resminiz mükemmel bir ilk izlenim oluşturmak için bir araçtır ve bu nedenle profesyonel bir görselin profil resminizde olması gerekir. İşte bazı ipuçları Fotoğrafın neredeyse % 60’ı yüzünüzü ve omuzlarınızı içermelidir. Fotoğrafta sadece siz bulunmalısınız. Tercihen profesyonel kıyafetler giyin. Gülümsemeyi unutmayın 🙂 2. Zekice Bir Açıklama linkedin Bu açıklama, profil resminin hemen altında görünen ilk çift satırdır. Temel olarak beceri setinizi 120 karakter ile tanımlamak için oradadır. Becerilerinizi belirlemekten çok başkaları için nasıl faydalı olabileceğinizi ayrıntılı bir şekilde anlatmaya çalışın. Örneğin, “Doğrudan pazarlama size daha fazla iş kazandırmayı garanti eder.” Bu cümle yalnızca kişinin bir pazarlama geçmişinden geldiğini değil, aynı zamanda izleyiciye daha fazla iş bulabildiğinden bahsediyor. Açıklamayı hazırlarken hatırlamanız gereken şeyler Bir başlık sadece bir cümle olmamalıdır. Sizin için benzersiz bir “marka” yaratmak için akıllıca kullanılan kelimeler kombinasyonu olmalıdır. İletişim bilgileriniz ile birlikte 120 karakterden herhangi birini boşa harcamaya gerek yok! Bunun yerine iletişim bilgilerinizi özet bölümünüzde bulabilirsiniz. 3. Büyüleyici Özet Bölümü Bir özet bölümü, profilinizde bir izleyicinin gördüğü ilk şeylerden biri olduğu için profilinizdeki en önemli bölümlerdendir. Bu nedenle elde ettiğiniz her şeyi ve yıllar boyunca topladığınız tüm becerileri içeren ilgi çekici bir hikaye oluşturun. İşte bazı ipuçları İlk satırda yeterliliğinizi vurgulamanız gerekir. İlgi alanınızda kullanılan yaygın kelimeleri veya becerileri araştırın ve bu anahtar kelimeleri özetinize ekleyin. Sahip olduğunuz başarıları ekleyin, inanılırlığını vurgulamak için her şeyi yapın. 4. Güçlü Öneriler Linkedin’de yetenekleriniz ve kişiliğiniz hakkında bir başkası baktığında tavsiyeler önerebilmektedir. İlk adım, öneriyi sizinle birlikte çalışanlardan güçlü yanlarınızla sağlamaktır. Bir sonraki adım, seçilen kişinin öneriyi sizin benzersiz becerilerinizi ve başarılarınızı vurgulayacak bir şekilde yazdığından emin olmak olacaktır. Ayrıca liderlik nitelikleri, zaman yönetimi becerileri gibi yumuşak becerilerinizden de bahsetmelerini isteyin. Bu, profilinizi bütünsel olarak analiz etmede yardımcı olur. 5. Önerileri Yeniden Sıralama Profilinizin beceri bölümüne eklediğiniz beceriler, her biri için aldığınız onay sayısına göre sıralanır. Linkedin, ciro sayısı temel alınarak ilk üç beceriyi görüntüler. Tanınmak istediğiniz ilk üç beceriyi vurgulamalısınız. Dolayısıyla önerileni yeniden düzenlemek önemlidir. “Yeni bir beceri ekle” nin yanındaki küçük kurşun kalem simgesini tıklayın, ardından vurgulamak istediğiniz üç şeyi sürükleyip sıralayın. 6. URL’nizi kişiselleştirin Linkedin’de bir profil oluşturduğunuzda, isminiz ile istenmeyen harfler ve sayılardan oluşan varsayılan bir URL elde edersiniz. Bu profesyonel olmayan bir izlenim bırakır. Özellikle Linkedin, profil URL’nizi özelleştirme fırsatı verdiğinden profilinizle ilgili bu kısmı düzenleyerek daha profesyonel bir izlenim bırakabilirsiniz. Linkedin’de URL’nizi nasıl değiştirebileceğiniz aşağıda açıklanmıştır Profil Görüntüle. Herkese açık profili ve URL’yi düzenleyi tıklayın. Herkese açık profil URL’sini düzenleyi tıklayın ve URL’yi tam adınızı içerdiği şekilde düzenleyin. 7. Sosyal geçerliliği gösterin pexels Linkedin’de çalışırken, çalıştığınız videolar, PDF’ler ve sunular gibi zengin medya içeren bir çalışma portföyünü görüntüleyebilirsiniz. Mümkün olduğu yerlerde bunu yaparken, insanların referanslarını, yorumlarını ve geri bildirimlerini kullanarak çalışmalarınıza nasıl tepki verdiklerini de sergileyin. Her şey tamamsa iş hayatına bir sıfır önde başlayacağınızdan emin olabilirsiniz. Unutmadan, önemli olan bir özgeçmişten çok daha fazlası yani sizin kişisel becerileriniz ve istekleriniz… Lütfen siz de bunu unutmayın!
Linkedin Kullanma Kılavuzu Merhaba. Linkedin’i duymayanız yoktur herhalde. Eğer ’o ne ola ki yenilir mi?’’ diyeniniz varsa hemen ilk elden linkedin’de bir profil sayfası oluştursun ve bu yazıyı ondan sonra okusun. Geri kalan kitle zaten linkedin’i bildiği için yazıya devam edelim. Sitenin okunuşu olarak ona linkedin denmez ’linktin’’ denir diyenlerle hayır Türkçe’yi korumalıyız onun adı adı üstünde ’link edin’’ diye okunur diye tartışanlarda bu kavgasına bir son versin. Gönlü isteyen ’linktin’’ der gönlü isteyen Türkçe ’link edin’’ der. Linkedin’i ’facebook’un kravatlısı’’ haline getiren ve siteyi prof. kimliğinden çıkarıp akrabalarla pikniğe gelmiş samimiyeti, ne bileyim kısır ve böreklerle altın günlerinde yapılan goygoylara çevirerek kedi-köpek resimleri, garip garip karikatür ve fıkra paylaşanları da Mark Zuckerberg’e havale ediyorum. Degajesine kadar açık ’günaydın’’ resimlerini paylaşan kadınları ne CEO’lar ne CFO’lar beğeniyor ki bu tarz kadınların iyice gaza gelip hazır yaz gelmişken denize doğru ayak çekmeli resimlerini veya bikinili resimlerini de paylaşmaya başlayacaklar ki tek korkum odur. O tarz manken kızlarımızı da Ara Güler’e havale edelim geçelim. Bu arada gözlemlerimle ilginç bir istatistik çıkardım. Bu tarz siyasi paylaşımlar, ilkokul 3 çocuğunu bile güldürmeyecek sığlıkta fıkralar ve dekolteli resimleri paylaşanlar genelde işletme sahibi, patronlar, işverenler oluyor. Peki neden? Bu tarz işveren kişilerin ’iş arama’’ korkusu olmadığı için sitede istediği gibi yardırıp geçiyorlar. İşveren dışında kalan garibim kitlede aman şu resmi beğenmeyeyim aman şu kedili videoyu paylaşmayayım ki başvuru yapacağım şirketlerin İnsan Kaynakları çalışanları veya Headhunter’lar linkedin’de çizdiğim profilimden dolayı beni işe almaktan vazgeçmesin korkusu yaşamaktadır. Headhunter demişken artık gelelim yazının esas amacına. Vermek istediğim mesajı ve belirtmek istediğim bence en önemli noktayı ilk başta veriyorum ki diğer maddeler klasik öneriler şeklinde olacaktır. 1- Adınızın soyadınızın yanına eğer iş arıyorsunuz ’yeni iş arayışında’’ ibaresini muhakkak koymalısınız. Bu şundan önemlidir. Headhunter'lar ve recruitment'ler dediğimiz ’yetenek avcısı’’ kişiler siteyi aktif kullanmaktadır. Sitenin gelişmiş arama kısmına yetenek avcılığı yaptığı meslek ismini yazarak arama yaparlar ki olabildiğince fazla kişiye ulaşırlar ve süzme işlemi başlar. Örnek olarak bir headhunter ’Muhasebe Müdürü’’ ilanı için yetenek arıyor. Linkedin’e girdi ve arama butonuna muhasebe müdürü yazdı, şehri İstanbul seçti, sektörü muhasebe seçti ve aramaya başladı. Karşısına çıkan isimlerin yanında ’iş arıyor, aktif iş arayışında, çalışmıyor’’ gibi ibareler bulunan kişilerle direkt iletişime geçer. Bunun dışında, sizin iş arayışınız varsa ama bunu belirtmemişseniz bir headhunter bunu bilemeyeceği için radara yakalanma şansınız çok azalır. Kural 1 Eğer aktif iş arayışınız varsa çalışıyor bile olsanız bunu isminizin yanında belirtin. 2- Mesleğinizi ve unvanınızı yazın şirketi değil. Hali hazırda çalıştığınız şirketi yazabilme şansınız oluyor. Bunun dışında unvanınızı da isminizin, soy isminizin yanına yazabilirsiniz. Örnek olarak doğru kullanım, Anıl Güçlü – İnsan Kaynakları Uzmanı yanlış kullanım olarak, Anıl Güçlü – X Şirketi İK’sı! 3- Profil bilgilerinizi sürekli güncel tutun. Linkedin’in esas amacı zaten doğru kişileri doğru işlerle buluşturma şansının olmasıdır. Profiliniz canlı ve yaşayan CV gibi olmalıdır. Profesyonel unvanınız, konumunuz ve sektörünüzü iyi belirtin. Kim olduğunuz, ne iş yaptığınız profilinizde açıkça belli olsun ki arama kısmında bu özellikleriniz gözükebilsin. 4- Sadece profesyonel fotoğraflar kullanın. Fazla söze ve yoruma gerek yok sanıyorum. Önemli bir özellikte fotoğrafınız güncel olmalıdır. 5- Özgeçmiş özeti yazın. Bu bölüm daha çok iş başvurularında kullanılan ön yazı formatı mantığında olmaktadır. Çok kısa kariyer hayatınızı, başarılarınızı, hedeflerinizi yazabilirsiniz. 6- İmla hatalarına çok dikkat edin. Gelyom, tiskindim, varmı yazan veya de, da’ları ayrılmamış bir profilin iş bulma şansı çok çok azalmış demektir. 7- Kullandığınız anahtar kelimeler mantıklı olsun; bilinçli seçimler yapın. Kelimeler tahmin edemeyeceğiniz derecede önemli. Profilinizde yer alan anahtar kelimeler, görünmez olmakla bulunur olmak arasındaki farkı ortaya koyacaktır. Bu nedenle, arama sonuçlarında görünmek istediğiniz anahtar kelimeleri iyi saptayın; ve bu kelimeleri başlıktaki unvanınızda, özette ve profilinizde de kullanın. 8- URL’nizi de kişiselleştirin. LinkedIn hesabınızı oluşturduğunuzda otomatik olarak, marka ya da firmanızla alakası olmayan, anlamsız sayılardan, harflerden, ters slash işaretlerinden oluşan karmaşık bir internet adresi veriliyor. Bunu düzeltmek için "Genel Profil"de "Kişiselleştirilmiş URL’nizi oluşturun" butonuna tıklamanız yeterli. 9- Mesleğinizle ilgili gruplara katılın. İnsan Kaynakları çalışanı bir kişi kendi meslek grubuna, muhasebe çalışanı bir kişi kendi meslek grubuna üye olabilir. Gruplara üyelikle daha çok kişiyle tanışma, daha çok bağlantı kurma ve daha çok network sağlayabilirsiniz. Bu da haliyle daha çok iş imkanı demektir. Bunun dışında sırf iş arayanlara yardımcı olmak açısından gruplar kurulmuştur. Oralara da üye olabilirsiniz. 10- Birinin profilini incelediğinizde karşı tarafa bildirim gider. İşte linkedin’i facebook ve twitter mantığı dışında kullanmanız için harika bir örnek. Burası eski sevgilinizi stalklama yapacak mecra değildir. Eğer karşı tarafa uyarı gitmesini istemiyorsanız gizlilik ayarlarınızdan, kişiye haber gitmemesi seçeneğini kullanabilirsiniz. Sadece çalıştığınız şirket ya da sektör bilgisinin gitmesini sağlayabileceğiniz gibi, tamamen anonim de olabilirsiniz. 11- Durum güncellemelerini kullanın ama abartmayın. Genel olarak mesleğinizle ilgili bir gelişme veya haberi, eğer blog tutuyorsanız yazdığınız yazıları veya aktif iş arayış haberlerinizi güncellemeden duyurabileceğiniz gibi swarm veya twitter mantığında ’i am at work. Boring’’ güncellemesi veya ’şuan kahve içiyorum. Hava çok güzel yaz geldi’’ de diyebilirsiniz. 12- Linkedin de kesin ama kesin kez kesinlikle siyasi tartışmalara girmeyin, başkalarıyla münaşaka yaşamayın, çalıştığınız şirket veya eski şirketinizle alakalı veya eski bir çalışanla ilgili olumsuz yorumlar paylaşmayın. Sonrasında çaycınızla yaşadığınız bir anekdotu ekşi sözlük gündeminde görebilirsiniz. Günümüz sosyal medya devri. Mülakattan yeni çıkmış aday daha kapıdan çıkmadan yaşadığı mülakatı facebook, twitter, swarm, instagram, foursquare ve linkedin’de saniyesinde duyurabilir. Tüm bu bileşenleri göz önüne alıp kesinlikle linkedin’de milletle münakaşaya girmeyin. 13- Linkedin bağlantılarınızı dışarı aktarabilirsiniz. Bunun için, "bağlantılar" sekmesine gelin; "bağlantıları dışa aktar" butonuna basarak tüm bilgileri .cvs dosyası olarak kaydedin. Böylelikle tüm bağlantılarınızın adı soyadı, e-mail adresleri, unvanları ve çalıştıkları şirketlerin olduğu portföyünüz güvende olur. Şimdilik linkedini kullanma kılavuzuyla ilgili aklıma gelenler bunlar. Burası yaşayan sosyal bir mecra olduğu için yeni kullanım alışkanlıkları geliştikçe yeni yazılar yazarız. Burasının facebook’un kravatlısı olmadığını unutmayın, profilinizin yaşayan CV olduğunu unutmayın, iş arıyorsanız headhunter ve recruitment’lerin radarına takılmak için isminizin yanına iş arıyor ibaresi koymayı unutmayın ve en önemlisi sizi doğru arayanın doğru bir şekilde bulması için meslek, unvan ve sektörünüzü anahtar kelime olarak yazın. Saygılarımla, iKMania
linkedin öğrenci derece ve uzmanlık nedir