IUWohTR. اللَّهُ يَتَوَفَّى الْأَنْفُسَ حِينَ مَوْتِهَا وَالَّتِي لَمْ تَمُتْ فِي مَنَامِهَا ۖ فَيُمْسِكُ الَّتِي قَضَىٰ عَلَيْهَا الْمَوْتَ وَيُرْسِلُ الْأُخْرَىٰ إِلَىٰ أَجَلٍ مُسَمًّى ۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ Allahü yeteveffel enfüse hıyne mevtiha velletı lem temüt fı menamiha fe yümsikülletı kada aleyhel mevte ve yürsilül uhra ila ecelim müsemma inne fı zalike le ayatil li kavmiy yetefekkerun Kelime Okunuşu Anlamı Kökü يَتَوَفَّى yeteveffā vefat ettirir الْأَنْفُسَ l-enfuse canları مَوْتِهَا mevtihā ölümleri وَالَّتِي velletī ve kimseleri تَمُتْ temut ölmeyenleri مَنَامِهَا menāmihā uykularında فَيُمْسِكُ feyumsiku sonra yanında tutar عَلَيْهَا ǎleyhā üzerlerinde الْمَوْتَ l-mevte ölümüne وَيُرْسِلُ ve yursilu ve salıverir الْأُخْرَىٰ l-uḣrā ötekilerini مُسَمًّى musemmen belirli لَايَاتٍ lāyātin ibretler لِقَوْمٍ liḳavmin bir toplum için يَتَفَكَّرُونَ yetefekkerūne düşünen Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı Allah, ölüm zamânında, ölenin rûhunu alır, ölmeyecek kişinin de uyuduğu zaman; ölümü mukadder olanın rûhunu, gerçekten de geri vermez, öbürünün rûhunuysa yollar muayyen ve mukadder bir zamana dek; şüphe yok ki bunda, düşünen topluluğa bir delil var. Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan Allah ruhları ölümleri anında alır, henüz ölmemiş olanları da uyku halinde ölü gibi yapar. O böylece ölümlerine hükmettiklerini hayattan koparır, diğerlerini de kendisinin koyduğu bir zamana kadar bırakıverir. Şüphe yok ki bütün bunlarda, gerçekten düşünenler için öğütler ve ibretler vardır. Adem Uğur Adem Uğur Allah, ölenin ölüm zamanı gelince, ölmeyenin de uykusunda iken canlarını alır da ölümüne hükmettiği canı alır, ötekini muayyen bir vakte kadar bırakır. Şüphe yok ki, bunda iyi düşünecek bir kavim için ibretler vardır. Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi Allâh, ölümü tatma zamanı geldiğinde insanları vefat ettirir bedenin işlevsiz kalması... Ölmemiş olanları da uykularında bilinç dünyasına geçirtir... Hakkında ölüm hükmettiğini o boyutta tutar; diğerlerini belli bir ömür için irsâl eder... Muhakkak ki bu olayda derin düşünen bir topluluk için elbette işaretler vardır. Ahmet Varol Ahmet Varol Allah, ölümleri anında canları alır. Ölmeyenin de uykusunda. Böylece hakkında ölüm hükmü verdiklerini tutar diğerini ise belli bir süreye kadar salıverir. Şüphesiz bunda düşünen bir topluluk için ayetler vardır. Ali Bulaç Ali Bulaç Allah, ölecekleri zaman canlarını alır; ölmeyeni de uykusunda bir tür ölüme sokar. Böylece, kendisi hakkında ölüm kararı verilmiş olanın ruhunu tutar, öbürüsünü ise adı konulmuş bir ecele kadar salıverir. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler vardır. Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz Allah, nefislerin ölümü zamanında, henüz ölmemişlerin de uyudukları sırada canlarını alır. Böylece üzerine ölüm hükmünü verdiği ruhları kıyamete kadar alıkor, diğerlerini uykudakileri mukadder bir müddete ecellerinin sonuna kadar salıverir. Şübhe yok ki bunda düşünür bir kavim için, Allah’ın kudret ve ilmine delâlet eden alâmetler var. Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı Allah, canları, ölümleri sırasında alır; ölmeyenleri de uykuları sırasında... Sonra, haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar; ötekileri, belirlenen belli bir süreye kadar salıverir. Bunda düşünen bir toplum için dersler vardır. Bekir Sadak Bekir Sadak Allah, oleceklerin olumleri aninda, olmeyeceklerin de uykulari esnasinda ruhlarini alir. Olmelerine hukmettigi kimselerinkini tutar, digerlerini bir sureye kadar saliverir. Dogrusu bunda dusunen kimseler icin dersler vardir. Celal Yıldırım Celal Yıldırım Allah, ölüm anında canları alır. Ölmeyenin de uykuda canını alır. Üzerine ölüm hükmettiğini alıkor, diğerini ise belirlenmiş bir vakte kadar salıverir. Şüphesiz ki bunda düşünebilen bir millet için belgeler, öğütler ve ibretler vardır. Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu Allah, ölecek insanların ruhlarını ölümü sırasında, ölüm vakti gelmeyenlerinkini de uykularında alır. Sonra ölümüne hükmettiklerinin ruhlarını tutar, diğerlerini belli bir süreye ömürlerinin sonuna kadar bırakır. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır. Diyanet İşleri Diyanet İşleri Allah, ölen insanların ruhlarını öldüklerinde, ölmeyenlerinkini de uykularında alır. Ölümüne hükmettiklerinin ruhlarını tutar, diğerlerini belli bir süreye ömürlerinin sonuna kadar bırakır. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır. Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı Allah, ölenin ölüm zamanı gelince, ölmeyenin de uykusunda iken canlarını alır da ölümüne hükmettiği canı alır, ötekini muayyen bir vakte kadar bırakır. Şüphe yok ki, bunda iyi düşünecek bir kavim için ibretler vardır. Edip Yüksel Edip Yüksel ALLAH ölümü anında nefsi bilinci alır; ölmeyenleri de uyku anında… Hakkında ölüm kararı verdiklerini tutar ve diğerlerini de belli bir süreye kadar salıp gönderir. Düşünen bir topluluk için bunda dersler ve işaretler vardır. Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır Allah, o canları öldükleri zaman, ölmeyenleri de uyuduklarında alır. Sonra haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkor, diğerlerini de takdir edilmiş bir süreye kadar salıverir. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için nice ibretler vardır. Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran Allah, öleceklerin ölümleri anında, ölmeyeceklerinde uykuları esnasında ruhlarını alır. Sonra ölümlerine hükmettiği kimselerinkini tutar; diğerlerini bir süreye kadar salıverir. Doğrusu bunda, düşünen bir toplum için ibretler vardır. Gültekin Onan Gültekin Onan Tanrı, ölecekleri zaman canlarını alır; ölmeyeni de uykusunda bir tür ölüme sokar. Böylece, kendisi hakkında ölüm kararı verilmiş olanın ruhunu tutar, öbürünü ise adı konulmuş bir ecele kadar salıverir. Şüphesiz bunda, düşünen bir kavim için gerçekten ayetler vardır. Harun Yıldırım Harun Yıldırım Allah, ölenin ölüm zamanı gelince, ölmeyenin de uykusunda iken canlarını alır da ölümüne hükmettiği canı alır, ötekini muayyen bir vakte kadar bırakır. Şüphe yok ki, bunda iyi düşünecek bir kavim için ibretler vardır. Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay Allah ölenin ölümü zamanında, ölmeyenin de uykusunda ruuhlarını alır. Bu suretle hakkında ölümü hükmetdiği ruuhu tutar, diğerini muayyen bir vaktâ eceli gelinceye kadar salıverir. Şübhe yok ki bunda iyi düşünecek bir kavm için kat’î ibretler vardır. Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat Allah, ölümleri ânında nefislerin ruhlarını alır. Ölmeyenleri ise uykularında bir nevi` ölüme mahkûm eder. Böylece, üzerlerine ölümle hüküm verdiği kimselerin ruhlarınıtutar; diğerlerini ise, belirli bir vakte öleceği zamâna kadar salıverir. Şübhesiz ki bunda, ibret alacak bir kavim için nice deliller vardır. İbn-i Kesir İbn-i Kesir Allah; ölüm anında canları alır. Ölmeyenin ise uykusunda. Ölmelerine hükmettiği kimselerinkini tutar, diğerlerini belli bir süreye kadar salıverir. Doğrusu bunda; düşünen bir kavim için ayetler vardır. İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz Allah, bir nefsin ölüm vakti geldiğinde onu öldürür. Ölüm vakti gelmeyenleri de uykularında öldürür. Uyku zamanında ölüm hükmü verilenlerin ölümü gerçekleşir. Diğerlerini de kendileri için belirlenmiş bir vakte kadar, yaşamlarını devam ettirmek üzere bırakır. Bunda düşünebilen bir topluluk için alınacak ibretler var. İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr Allah, fizik vücutları ölüm anında öldürür. Ve onlar ki, uykularındadır, ölmemişlerdir, o zaman, üzerine ölüm hükmedilecek olanı kişinin fizik vücudunu uyku halinde tutar ve diğerini nefsi belirlenmiş ecele zamana kadar rüyada dilediği yere gönderir. Muhakkak ki bunda, tefekkür eden kavim için elbette âyetler ibretler vardır. Kadri Çelik Kadri Çelik Allah, öleceklerin ölümleri anında, ölmeyeceklerin de uykuları esnasında ruhlarını alır. Sonra ölümlerine hükmettiği kimselerinkini tutar; diğerlerini bir süreye kadar salıverir. Doğrusu bunda, düşünen bir toplum için ayetler vardır. Muhammed Esed Muhammed Esed Bütün insanların, bedenen öldüklerinde canlarını alan ve henüz ölmemiş olanları da uyku halinde ölü gibi yapan Allah’tır; yalnız O’dur bu güce sahip olan O, böylece ölümlerine hükmettiklerini hayattan koparır, diğerlerini de kendisinin koyduğu bir mühlet için salıverir. Bütün bunlarda gerçekten düşünenler için mesajlar vardır! Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu Allah insanların canlarını ölümleri sırasında alır, henüz ölmemiş olanları da uykusunda alır Derken ölümüne hükmettiklerini katında tutar, geri kalanı sonu yasayla belirlenmiş bir süre doluncaya kadar geriye salar. Kuşkusuz bunda, düşünen bir toplumun alacağı bir ders mutlaka vardır. Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen Allah, nefisleri öldükleri zaman ve ölmeyenleri de uykularında öldürüverir. Artık üzerine ölüm ile hükmettiğini tutuverir ve diğerini de tayin edilmiş vakte kadar salıverir. Şüphe yok ki, bunda elbette alâmetler vardır, düşünücüler olan bir kavim için. Ömer Öngüt Ömer Öngüt Allah öleceklerin ölümleri anında, ölmeyeceklerin de uykuları esnasında ruhlarını alır. Ölmelerine hükmettiği kimselerin ruhunu yanında tutar, diğerlerini belli bir süreye kadar bedenlerine gönderir. Şüphesiz ki bunda iyi düşünen kimseler için âyetler öğütler ve ibretler vardır. Sadık Türkmen Sadık Türkmen Allah; ölmekte olaninsanların canlarını alır, ölmeyenlerin de uykularında ruhlarını yanına/katına alır. Sonra uyuyorken, ölümüne hükmettiğinin ruhunu yanında tutar ve diğerlerini uykuda öldürmediklerini yaşama sürelerince ruhlarını bedenlerine tekrar salıverir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır! Seyyid Kutub Seyyid Kutub Allah, öleceklerin ölümleri anında, ölmeyeceklerinde uykuları esnasında ruhlarını alır. Sonra ölümlerine hükmettiği kimselerinkini tutar; diğerlerini bir süreye kadar salıverir. Doğrusu bunda, düşünen bir toplum için ibretler vardır. Suat Yıldırım Suat Yıldırım Ama gerçek koruyucu Allah, insanların ruhlarını ölümleri sırasında, ölmeyenlerin ruhlarını ise uykuları sırasında alır. Hakkında ölüm hükmü verdiği rûhu tutar, vermediği rûhu ise belirli bir süreye kadar salıverir. Muhakkak ki bunda, düşünen kimseler için alacak ibretler vardır. Süleyman Ateş Süleyman Ateş Allâh, ölmekte olan canları alır, ölmeyenleri de uykularında bedenlerinden alıp kendilerinden geçirir; sonra ölümüne hükmettiğini yanında tutar, ötekilerini de belli bir süreye kadar salıverir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır. Şaban Piriş Şaban Piriş Allah ölüm vakti gelenlerin ve gelmeyenlerin canlarını alır. Ölümüne hüküm verilenlerinkini tutar, diğerlerini belirlenmiş bir süreye kadar salıverir. İşte bunda, düşünen bir toplum için işaretler vardır. Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an Allah, ölümleri vaktinde canları alır; ölmeyeni de uykusunda bir tür ölüme sokar. Böylece, kendisi hakkında ölüm kararı verilmiş olanın ruhunu tutar, öbürüsünü ise adı konulmuş bir ecele kadar salıverir. Şüphesiz bunda, düşünebilmekte olan bir kavim için gerçekten ayetler vardır. Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk Allah, canları, ölümleri sırasında alır, ölmeyenleri de uykuları sırasında. Sonra, haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar; ötekileri, belirlenen bir süreye kadar salıverir. Bunda, iyice düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır. Yusuf Ali İngilizce Yusuf Ali İngilizce It is Allah that takes the souls of men at death; and those that die not He takes during their sleep those on whom He has passed the decree of death, He keeps back from returning to life, but the rest He sends to their bodies for a term appointed verily in this are Signs for those who reflect. Oluşturulma Tarihi Nisan 16, 2020 1348Zümer Suresi mushaftaki sıralamada otuz dokuzuncu, iniş sırasına göre elli dokuzuncu sûredir. Sebe’ sûresinden sonra, Mü’min Gåfir sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Allah’ın rahmetinden ümit kesilmemesi gerektiğini belirten 53. âyetten itibaren üç veya yedi âyetin Medine döneminde indiği yolunda rivayetler varsa da bu rivayetler zayıf bulunmaktadır. Peki, Zümer Suresi anlamı ve fazileti nedir? Zümer Suresi Türkçe ve Arapça okunuşu nasıldır? Sizler için Zümer Suresi diyanet meali ile tefsiri ile ilgili tüm detayları bir araya Suresi adını 71 ve 73. âyetlerde geçen “Zümer” kelimesinden almıştır. Zümer; zümreler, gruplar demektir. Sûrede başlıca, göklerde ve yerde Allah’ın birliğini gösteren deliller, mü’minlerin cennete, kâfirlerin cehenneme sevk edilecekleri konu edilmekte; kullar, ölüm gelip çatmadan Allah’a yönelmeye SURESİ KONUSUSûrenin temel konusu Allah ve âhiret inancıdır. Bu çerçevede hiçbir şeyin Allah’a ortak ve denk tutulamayacağı, O’nun mutlak ve eşsiz yaratıcı olduğu, bu sebeple insanın her durumda O’na yönelip bağlanması gerektiği belirtilmekte; bu şekilde inanan ve yaşayanların ulaşacağı âhiret nimetlerine ve cennet hayatına dair bilgi verilmekte; inkârcıların olumsuz duygu ve davranışları değerlendirilmekte; bunların kötü sonuçlarıZÜMER SURESİFAZİLETİ Hz. Âişe, Resûlullah’ın genellikle her gece yatmadan önce Zümer ve Benî İsrâil İsrâ sûrelerini okuduğunu söylemiştir Tirmîzî, “Sevâbü’l-Kur’ân”, 21.ZÜMER SURESİ TÜRKÇE kitabi minellahil azızil enzelna ileykel kitabe bil hakkı fa'büdillahe muhlisal lehüd lillahid dınül halıs Vellezınettehazu min dunihı evliya' ma na'büdühüm illa li yükarribuna ilellahi zülfa innellahe yahkümü beynehüm fı ma hüm fıhi yahtelifun innellahe la yehdı men hüve kazıbün eradellahü ey yettehıze veledel lastafa mimma yahlüku ma yeşaü sübhaneh hüvellahül vahıdül semavati vel erda bil hakk yükevvirul leyle alen nehari ve yükevvirun nehara alel leyli ve sehharaş şemse vel kamer küllüy yecrı li ecelim müsemma e la hüvel azızül min nefsiv vahıdetin sümme ceale minha zevceha ve enzele leküm minel en'ami zemaniyete ezvac yahlükuküm fı bütuni ümmehatiküm halkam mim ba'di halkın fı zulümatin selas zalikümüllahü rabbüküm lehül mülk la ilahe illa hu fe enna tekfüru fe innellahe ğaniyyün anküm ve la yerda li ıbadihil küfr ve in teşküru yerdahü leküm ve la teziru vaziratüv vizra uhra sümme ila rabbiküm merciuküm fe yünebbiüküm bima küntüm tü'melun innehu alımüm bizatis iza messel insane durrun dea rabbehu münıben ileyhi sümme iza havvelehu nı'metem minhü nesiye ma kane yed'u ileyhi min kabül ve ceale lillahi endadel li yüdılle an sebılih kul temetta' bi küfrike kalılen inneke min ashabin hüve kanitün anael leyli sacidev ve kaimey yahzerul ahırate ve yercu rahmete rabbih kul hel yestevillezıne ya'lemune vellezıne la ya'lemun innema yetezekkeru ülül ya ıbadillezıne amenütteku rabbeküm lillezıne ahsenu fı hazihid dünya haseneh ve erdullahi vasiah innema yüveffes sabirune ecrahüm bi ğayri innı ümirtü en a'büdellahe muhlisal lehüd ümirtü li en ekune evvelel innı ehafü in asaytü rabbı azabe yevmin a'büdü muhlisal lehu ma şi'tüm min dunih kul innel hasirınellezıne hasiru enfüsehüm ve ehlihim yevmel kıyameh e la zalike hüvel husranül min fevkıhim zulelüm minen nari ve imn tahtihim zulel zalike yühavvifüllahü bihı ıbadeh ya ıbadi tağute ey ya'büduha ve enabu ilillahi lehümül büşra fe beşşir yestemiünel kavle feyettebiune ahseneh ülaikellezıne hedahümüllahü ve ülaike hüm ülül fe men hakka aleyhi kelimetül azab e fe ente tünkızü men fin rabbehüm lehüm ğurafüm min fevkıha ğurafüm mebniyyetün tecrı min tahtihel enhar va'dellah la yuhlifüllahül lem tera ennellahe enzele mines semai maen fe selekehu yenabıa fil erdı sümme yuhricü bihı zer'am muhtelifen elvanühu sümme yehıcü fe terahü musferran sümme yec'alühu hutama inne fı zalike le zikra li ülil fe men şerahallahü sadrahu lil islami fe hüve ala murim mir rabbih fe veylül lil kasıyeti kulubühüm min zikrillah ülaike fı dalalim nezzele ahsenel hadısi kitabem müteşebihem mesaniye takşeırru minhü ccüludüllezıne yahşevne rabbehüm sümme telınü cüludühüm ve kulubühüm ila zikrillah zalike hüdellahi yehdı bihı mey yeşa' ve mey yudlilillahü fe ma lehu min fe mey yettekıy bi vechihı suel azabi yevmel kıyameh ve kıyle liz zalimıne zuku ma küntüm min kablihim fe etehümül azabü min hayüs la yeş' ezakahümüllahül hızye fil hayatid dünya ve leazabül ahırati ekber lev kanu ya' le kad darabna lin nasi fı hazel kur'ani min külli meselil leallehüm arabiyyen ğayra zı ıvecil leallehüm meseler racülen fıhi şürakaü müteşakisune ve racülen selemel li racül hel yesteviyani mesela elhamdü lillah bel ekseruhüm la ya' meyyitüv ve innehüm inneküm yevmel kıyameti ınde rabbiküm men azlemü mimmen kezebe alellahi ve kezzebe bis sıdkı iz caeh e leyse fı cehenneme mesvel lil cae bis sıdkı ve saddeka bihı ülaike hümül ma yeşaune ınde rabbihim zalike cezalü yükeffirallahü anhüm esveellezı amilu ve yecziyehüm ecrahüm bi ahsenillezı kanu ya' leysellahü bi kafin abdeh ve yühavvifuneke billezıne min dunih ve mey yudlilillahü fema lehu min mey yehdillahü fema lehu mim müdıll e leysellahü bi azızin lein seeltehüm men halekas semavati vel erda le yekulünnellah kul eferaeytüm ma ted'une min dunillahi in eradeniyellahü bi durrin hel hünne kaşifatü durrihı ev eradenı bi rahmetin hel hünne mümsikatü rahmetih kul hasbiyellah aleyhi yetevekkelül ya kavmı'melu ala mekanetiküm innı amil fe sevfe ta' ye'tıhi azabüy yuhzıhi ve yehıllü aleyhi azabüm enzelna aleykel kitabe lin nasi bil hakk fe menihteda fe li nefsih ve men dalle fe innema yedıllü aleyha ve ma ente aleyhim bi yeteveffel enfüse hıyne mevtiha velletı lem temüt fı menamiha fe yümsikülletı kada aleyhel mevte ve yürsilül uhra ila ecelim müsemma inne fı zalike le ayatil li kavmiy min dunillahi şüfea' kul e ve lev kanu la yemlikune şey'ev ve la ya' lillahiş şefaatü cemıa lehu mülküs semavati vel ard sümme ileyhi iza zükirallahü vahdehüşmeezzet kulubüllezıne la yü'minune bil ahırah ve iza zükirallezıne min dunihı izahüm fatıras semavati vel erdı alimel ğaybi veş şehadeti ente tahkümü beyne ıbadike fıma kanu fıhi lev enne lillezıne zalemu ma fil erdı cemıav ve mislehu meahu leftedev bihı min suil azabi yevmel kıyameh ve beda lehüm minellahi ma lem yekunu beda lehüm seyyiatü ma kesebu ve haka bihim ma kanu bihı iza messel insane durrun deana sümme iza havvelnahü nı'metem minna kale innema utıtühu ala ılm bel hiye fitnetüv ve lakinne ekserahüm la ya' kalehellezıne min kablihim fe ma ağna anhüm ma kanu esabehüm seyyiatü ma kesebu vellezıne zalemu min haülai seyüsıybühüm seyyiatü ma kesebu ve mahüm bi mu' ve lem ya'lemu ennellahe yebsütur rizka li mey yeşaü ve yakdir önne fı zalike le ayatil li kavmiy yü' ya ıbadiyellezıne esrafu ala enfüsihim la taknetu mir rahmetillah innellahe yağfiruz zünube cemıa innehu hüvel ğafurur enıbu ila rabbiküm ve eslimu lehu min kabli ey yetiyekümül azabü sümme la ahsene ma ünzile ileyküm mir rabbiküm min kabli ey ye'tiyekümül azabü bağtetev ve entüm la teş' tekule nefsüy ya hasrata ala ma ferrattü fı cembillahi ve in küntü le mines tekule lev ennellahe hedani leküntü minel tekule hıyne teral azabe lev enne lı kerraten fe ekune minel kad caetke ayatı fe kezzebte biha vestekberte ve künte minel yevmel kıyameti terallezıne kezebu alellahi vücuhühüm müsveddeh e leyse fı cehenneme mesvel lil yüneccillahüllezınettekav bi mefazetihim la yemessühümüs suü ve la hüm haliku külli şey'iv ve hüve ala külli şey'iv mekalıdüs semavati vel ard vellezıne keferu bi ayatillahi ülaike hümül e fe ğayrallahi te'mürunnı a'büdü eyyühel le kad uhıye ileyke ve ilellezıne min kablik lein eşrakte le yahbetanne amelüke ve le tekunenne minel fa'büd ve küm mineş ma kaderullahe hakka kadrihı vel erdu cemıan kabdatühu yevmel kıyameti ves semavatü matviyyatüm bi yemınih sübhünehu ve teala amma nüfiha fis suri fe saıka men fis semavati ve men fil erdı illa men şaellah sümme nüfiha fıhi uhra fe izahüm kıyamüy eşrakatil erdu bi nuri rabbiha ve vüdıal kitabü ve cıe bin nebiyyıne veş şühedai ve kudiye beynehüm bil hakkı ve hüm la vüffiyet küllü nefsim ma amilet ve hüve a'lemü bima yef' keferu ila cehenneme zümera hatta iza cauha fütihat ebvabüha ve kale lehüm hazenetüha e lem ye'tiküm rusülüm minküm yetlune aleyküm ayati rabbiküm ve yünziruneküm likae yemiküm haza kalu bela velakin hakkat kelimetül azabi alel ebvabe cehenneme halidıne fıha fe bi'se mesvel tekav rabbehüm ilel cenneti zümera hatta iza cauha ve fütihat ebvabüha ve kale lehüm hazenetüha selamün aleyküm tıbtüm fedhuluha kalül hamdü lillahillezı sadekana va'dehu ve evrasenel erda netebevveü minel cenneti hayüs neşa' fe nı'me ecrul teral melaikete haffıne min havlil arşi yüsebbihune bi hamdi rabbihim ve kudıye beynehüm bil hakkı ve kıylel hamdü lillahi rabbil alemınZÜMER SURESİ DİYANET MEALİRahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıylaKitab'ın indirilmesi mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi Allah tarafındandır. ﴾1﴿ Ey Muhammed! Şüphesiz biz o Kitab'ı sana hak olarak indirdik. Öyle ise sen de dini Allah'a has kılarak O'na kulluk et. ﴾2﴿ İyi bilin ki, halis din yalnız Allah'ındır. Onu bırakıp da başka dostlar edinenler, "Biz onlara sadece, bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz" diyorlar. Şüphesiz Allah ayrılığa düştükleri şeyler konusunda aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah yalancı ve nankör olanları doğru yola iletmez. ﴾3﴿ Eğer Allah bir çocuk edinmek isteseydi, yarattıklarından dilediğini seçerdi. O bundan uzaktır, yücedir. O bir ve her şey üzerinde mutlak otorite sahibi olan Allah'tır. ﴾4﴿ Gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yaratmıştır. Geceyi gündüzün üzerine örtüyor, gündüzü de gecenin üzerine örtüyor. Güneşi ve ayı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Bunların her biri belli bir zamana kadar akıp gitmektedir. İyi bilin ki, o mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır. ﴾5﴿O, sizi bir tek nefisten yarattı. Sonra ondan eşini var etti. Sizin için hayvanlardan erkek ve dişi olarak sekiz eş yarattı. Sizi annelerinizin karnında bir yaratılıştan öbürüne geçirerek üç kat karanlık içinde oluşturuyor. İşte Rabbiniz olan Allah budur. Mülk mutlak hakimiyet yalnız onundur. Ondan başka hiçbir ilah yoktur. O halde nasıl oluyor da haktan döndürülüyorsunuz? ﴾6﴿ Eğer inkar ederseniz şüphesiz ki Allah sizin iman etmenize muhtaç değildir. Ama kullarının inkar etmesine razı olmaz. Eğer şükrederseniz sizin için buna razı olur. Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın yükünü yüklenmez. Sonra dönüşünüz ancak Rabbinizedir. O da size yaptıklarınızı haber verir. Çünkü O göğüslerin özünü kalplerde olanı hakkıyla bilir. ﴾7﴿ İnsana bir zarar dokunduğu zaman Rabbine yönelerek O'na yalvarır. Sonra kendi tarafından ona bir nimet verdiği zaman daha önce ona yalvardığını unutur ve Allah'ın yolundan saptırmak için O'na eşler koşar. De ki "Küfrünle az bir süre yaşayıp geçin! Şüphesiz sen cehennemliklerdensin." ﴾8﴿ Böyle bir kimse mi Allah katında makbuldür, yoksa gece vakitlerinde, secde halinde ve ayakta, ahiretten korkarak ve Rabbinin rahmetini umarak itaat ve kulluk eden mi? De ki "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Ancak akıl sahipleri öğüt alırlar. ﴾9﴿ Ey Muhammed! Bizim adımıza de ki, "Ey iman eden kullarım! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Bu dünyada iyilik yapanlar için ahirette bir iyilik vardır. Allah'ın yeryüzü geniştir. Sabredenlere mükafatları elbette hesapsız olarak verilir." ﴾10﴿De ki "Şüphesiz bana, dini Allah'a has kılarak O'na ibadet etmem emredildi." ﴾11﴿ "Bana, müslümanların ilki olmam da emredildi." ﴾12﴿ De ki "Eğer ben Rabbime isyan edersem, şüphesiz büyük bir günün azabından korkarım." ﴾13﴿ De ki "Ben dinimi Allah'a has kılarak sadece O'na ibadet ediyorum." ﴾14﴿ "Siz de Allah'tan başka dilediğiniz şeylere ibadet edin!" De ki "Şüphesiz hüsrana uğrayanlar kıyamet gününde kendilerini ve ailelerini hüsrana sokanlardır. İyi bilin ki bu apaçık hüsranın ta kendisidir." ﴾15﴿ Onlar için üstlerinde ateşten katmanlar, altlarında ateşten katmanlar vardır. İşte Allah kullarını bununla korkutur. Ey kullarım bana karşı gelmekten sakının. ﴾16﴿ Tağut'tan, ona kulluk etmekten kaçınan ve içtenlikle Allah'a yönelenler için müjde vardır. O halde kullarımı müjdele! ﴾17﴿ Sözü dinleyip de onun en güzeline uyanlar var ya, işte onlar Allah'ın hidayete erdirdiği kimselerdir. İşte onlar akıl sahiplerinin ta kendileridir. ﴾18﴿ Hakkında azap sözü hükmü gerçekleşenler, hiç onlar gibi olur mu? Cehennemlikleri sen mi kurtaracaksın? ﴾19﴿ Fakat Rabbine karşı gelmekten sakınanlar için cennette üst üste yapılmış ve altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Allah gerçek bir vaadde bulunmuştur. Allah vadinden dönmez. ﴾20﴿ Görmedin mi, Allah gökten su indirdi de onu yeryüzündeki kaynaklara ulaştırdı. Sonra onunla renkleri çeşit çeşit ekinler çıkarıyor. Sonra ekinler kuruyor da onları sapsarı kesilmiş görüyorsun. Sonra da Allah onları kurumuş çer çöp haline getirir. Şüphesiz ki bunda akıl sahipleri için bir öğüt vardır. ﴾21﴿Allah'ın, göğsünü İslâm'a açtığı, böylece Rabbinden bir nur üzere bulunan kimse, kalbi imana kapalı kimse gibi midir? Allah'ın zikrine karşı kalpleri katı olanların vay haline! İşte onlar açık bir sapıklık içindedirler. ﴾22﴿ Allah sözün en güzelini; âyetleri, güzellikte birbirine benzeyen ve hükümleri, öğütleri, kıssaları tekrarlanan bir kitap olarak indirmiştir. Rablerinden korkanların derileri vücutları ondan dolayı gerginleşir. Sonra derileri de vücutları da kalpleri de Allah'ın zikrine karşı yumuşar. İşte bu Kur'an Allah'ın hidayet rehberidir. Onunla dilediğini doğru yola iletir. Allah kimi saptırırsa artık onun için hiçbir yol gösterici yoktur. ﴾23﴿ Kıyamet günü kötü azaba karşı yüzüyle korunan kimse, o gün azaptan emin olan kimse gibi midir? Zalimlere, "Kazandıklarınızı tadın" denir. ﴾24﴿ Onlardan öncekiler de yalanladılar ve azap kendilerine farkına varamadıkları bir yerden geldi. ﴾25﴿ Böylece Allah dünya hayatında onlara zilleti tattırdı. Elbette ki ahiret azabı daha büyüktür. Keşke bilselerdi! ﴾26﴿ Andolsun, öğüt alsınlar diye biz bu Kur'an'da insanlar için her türlü misali verdik. ﴾27﴿ Biz onu, Allah'a karşı gelmekten sakınsınlar diye hiçbir eğriliği bulunmayan Arapça bir Kur'an olarak indirdik. ﴾28﴿ Allah, birbiriyle çekişen ortak sahipleri bulunan bir köle adam ile, yalnızca bir kişiye ait olan bir köle adamı örnek verdi. Bu iki adamın durumu hiç bir olur mu? Hamd Allah'a mahsustur. Hayır, onların çoğu bilmiyorlar. ﴾29﴿ Ey Muhammed! Şüphesiz sen öleceksin ve şüphesiz onlar da öleceklerdir. ﴾30﴿ Sonra şüphesiz siz kıyamet günü Rabbinizin huzurunda muhakeme edileceksiniz ﴾31﴿ZÜMER SURESİ DİYANET MEALİNİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINZÜMER SURESİ ARAPÇA OKUNUŞUZÜMER SURESİ ARAPÇA OKUNUŞUNUN TAMAMI İÇİN TIKLAYINZÜMER SURESİ TEFSİRİMüfessirlerin çoğuna göre her iki âyette geçen “kitap” ile Kur’ân-ı Kerîm kastedilmiştir; ilk âyetteki kitapla bu sûrenin, ikincisiyle Kur’an’ın kastedildiğini düşünenler de vardır Zemahşerî, III, 337. İbn Atıyye’nin tercih ettiği IV, 517, bize de daha isabetli görünen diğer bir görüşe göre ilk âyetteki kitapla başlangıçtan itibaren bütün peygamberlere indirilen kitaplara, ikincisiyle de Kur’ân-ı Kerîm’e işaret edilmiş; yüce Allah’ın, önceki peygamberlere, insanlık için yol gösterici olan ve yasalar koyan kitaplar indirdiği gibi Hz. Muhammed’e de bu kitabı, Kur’an’ı indirdiği belirtilmiştir. Râzî, Mutezile’nin görüşünden de yararlanarak ilk âyetteki azîz ve hakîm sıfatlarını bu bağlamda özetle şöyle açıklamaktadır XXVI, 238 Azîz, “asla yenilemeyecek derecede güçlü”; hakîm, “arzularına göre değil hikmetin gereğine göre iş yapan” demektir; bu da Allah’ın evrendeki bütün olup bitenleri eksiksiz bildiği anlamına gelir. Buradan Allah’ın üçüncü bir niteliği ortaya çıkar ki o da hiçbir şeye muhtaç olmayışıdır. İşte âyetteki “el-azîzi’l-hakîm” kısmı Allah’ın bu üç sıfatını yani güçlü, kusursuz hikmet sahibi ve ihtiyaçtan münezzeh olduğunu ifade etmektedir. Bu sıfatlara sahip olan Allah’ın bütün yapıp yarattıkları kesinlikle iyidir, doğrudur; engel tanımayan mutlak gücü sayesinde, olağan üstü bir iletişim yolu olan vahiy ile indirdiği kutsal kitaplar da O’nun engin ilim ve hikmetinin dünyaya ve insanlığa yansıyan ışıklarıdır. 2. âyette Kur’an’ın indirilişini “gerçeğin bilgisi” hak kavramıyla ilişkilendiren ifade de bunu göstermektedir. Her iki âyette Kur’an’ın Allah katından geldiği gerçeğine itiraz edenlere cevap verilmektedir. Allah, hiçbir şeye muhtaç olmadan dilediği her şeyi en doğru ve en iyi bir şekilde yapabilecek derecede güç, bilgi ve hikmet sahibidir; geçmişteki kutsal kitapları ve Kur’an’ı da O indirmiştir. Bu gerçek açıkça belli olduktan sonra, 2. âyette artık insanın görevinin, içten bir saygı ve bağlılıkla yalnızca Allah’a kulluk etmek olduğu sonucuna varılmıştır. Âyette bu saygı, bağlılık ve kulluk ihlâs kavramıyla ifade edilmektedir. İhlâs, “gerek ibadetleri gerekse diğer dinî ve ahlâkî davranışları riyâ ve gösterişten, çıkar kaygılarından uzak olarak yalnızca Allah rızası için yapmak” anlamına gelir.“Katıksız hâlis din” deyimini, kelime-i şehâdete dayalı din veya İslâm dini şeklinde açıklayanlar olmuştur Zemahşerî, III, 337. Ancak bu deyimi, daha açık olarak “her türlü şirkten, bâtıl inanç ve hurafelerden uzak bulunan; vahye dayanan ve kutsal kitabıyla, inanç ve amellere dair hükümleriyle orijinalliğini koruyan din” şeklinde anlamak isabetli görünmektedir. “Sadece bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye onlara tapıyoruz” şeklindeki ifadelerinden de anlaşılacağı üzere Câhiliye putperestleri, Allah’ın varlığına ve yaratıcı gücüne inanmakla birlikte, putları aracı tanrılar kabul edip kendilerine şefaat edeceklerine inandıkları için onlara taparlardı. Görünür veya görünmez varlıklara tapan başka çok tanrılı din mensuplarıyla Hz. Îsâ’yı tanrı kabul eden hıristiyanlar da benzer bir anlayışa sahiplerdi Taberî, XXIII, 193. Âyette, bu şekilde değişik bâtıl inanç gruplarıyla ilgili son hükmü Allah’ın vereceği, yani onları hak ettikleri şekilde cezalandıracağı belirtilmektedir. Yaratılmış ve sonlu, böyle olduğu için de eksik ve âciz varlıkları tanrı kabul etmek bir yalandan ibarettir, dolayısıyla bir küfürdür, yani gerçeği ters yüz etmek, inkâr etmektir; bu sebeple de hidayetten mahrum kalmayı gerektirir Râzî, XXVI, 242. Bu suretle âyet şu gerçeği dile getirmektedir Melekler veya cinler gibi görülmez varlıklara, güneş vb. gök cisimlerine, Hz. Îsâ veya başka bir beşere, ata ruhlarına veya bu sayılanların sembollerine, heykellerine tapanlar ve Allah’ı bırakıp bunları koruyucu veli ve kurtarıcı kabul edenler, onlardan medet umanlar hak yoldan sapmışlardır; bunların inançları yalandan ve küfürden ibarettir. Yegâne hak din, tevhid inancıdır; kurtuluşu hak edenler de sadece muvahhid tek tanrı inancını benimseyen Araplar Lât, Uzzâ, Menât gibi putların Allah’ın kızları olduğuna inanırlardı. Âyete göre farzımuhal Allah evlât sahibi olmak isteseydi, iddia edildiği gibi taş toprak cinsinden yapılmış şeyleri değil, yarattıkları içinden en güzel varlıkları seçerdi. Ama Allah ile yarattıkları arasında hangi şekilde olursa olsun bir baba-evlât ilişkisi söz konusu olamaz, Allah bundan münezzehtir; O’nunla yarattıkları arasındaki ilişki hâlik-mahlûk, ulûhiyyet-ubûdiyyet ilişkisinden ibarettir. Şu halde melekler, Îsâ, Muhammed veya herhangi bir canlı ya da cansız varlık, bunların hepsi yalnız ve yalnız O’nun mahlûkudur ve bunların her biri Hakk’ın yasalarına boyun eğerek, bazıları da bilinçli ve iradeli olarak O’nu hamd ile tesbih eder İsrâ 17/44. “O mutlak otorite sahibi tek Allah’tır”; dolayısıyla O’nun herhangi bir varlıkla ne bir ortaklık ilişkisinden ne de babalık-evlâtlık ilişkisinden söz SURESİ TEFSİRİ TAMAMI İÇİN TIKLAYINZÜMER SURESİ KAÇ AYET?Zümer Suresi 75 âyettir. تَنزِيلُ الْكِتَابِ مِنَ اللَّهِ الْعَزِيزِ الْحَكِيمِ Tenzîlul kitâbi minallâhil azîzil hakîmhakîmi. tenzîlu indirmesi el kitâbi kitap min den allâhi Allah el azîzi azîz, üstün, izzetli el hakîmi hikmetli Abdulbaki Gölpınarlı Kitabın indirilişi, üstün, hüküm ve hikmet sâhibi Allah tarafındandır. Abdullah Parlıyan Bu kitabın indirilişi, mağlup edilemeyen bir güce sahip ve herşeyi yerli yerince yapan Allah tarafındandır. Adem Uğur Bu Kitap izzet ve hikmet sahibi Allah katından indirilmiştir. Ahmed Hulusi Bu BİLGİ, Aziyz Hakiym Allâh'tan boyutsal olarak şuuruna indirilmiştir! Ahmet Tekin Bu mükemmel kutsal kitap Kur’ân, kudretli, hikmet sahibi ve hükümran olan Allah tarafından bölüm bölüm indirilmiştir. Ahmet Varol Kitab'ın indirilişi güçlü ve hakim olan Allah tarafındandır. Ali Bulaç Bu Kitabın indirilmesi, üstün ve güçlü olan, hüküm ve hikmet sahibi Allah katındandır. Ali Fikri Yavuz Bu Kitab’ın indirilmesi, aziz, hakim olan Allah’dandır. Ali Ünal Bu, Azîz mutlak izzet ve ululuk sahibi, her işte üstün ve mutlak galip, Hakîm her hüküm ve icraatında pek çok hikmetler bulunan Allah tarafından parça parça indirilmekte olan Kitap’tır. Bayraktar Bayraklı Bu kitap, her şeye gücü yeten ve her işinde hikmet bulunan Allah tarafından indirilmiştir. Bekir Sadak Kitap'in indirilmesi, guclu ve Hakim olan Allah katindandir. Celal Yıldırım Bu Kitab'ın indirilişi, O çok güçlü, çok üstün hikmet sahibi Allah'tandır. Cemal Külünkoğlu Bu Kitab'ın indirilmesi, mutlak galip, hüküm ve hikmet sahibi Allah tarafından. Diyanet İşleri eski Kitap'ın indirilmesi, güçlü ve Hakim olan Allah katındandır. Diyanet Vakfi Bu Kitap izzet ve hikmet sahibi Allah katından indirilmiştir. Edip Yüksel Kitabın indirilmesi, Üstün ve Bilge olan ALLAH’tandır. Elmalılı Hamdi Yazır İndirilişi bu kitabın Allahdan, o azîz, hakîm Allahdandır Erhan Aktaş Kitap’ın indirilmesi, Mutlak Üstün Olan, En İyi Hüküm Veren Allah tarafındandır. Gültekin Onan Bu Kitabın indirilmesi, üstün ve güçlü olan, hüküm ve hikmet sahibi Tanrı katındandır. Hakkı Yılmaz Bu kitabın indirilmesi, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan; mutlak galip, en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapan Allah'tandır. Harun Yıldırım Bu Kitap izzet ve hikmet sahibi Allah katından indirilmiştir. Hasan Basri Çantay Bu kitabın indirilmesi, o mutlak gaalib, o yegâne hukûm ve hikmet saahibi Allahdandır. Hayrat Neşriyat Bu Kitâb’ın indirilmesi, Azîz kudreti dâimâ üstün gelen, Hakîm her işi hikmetli olan Allah tarafındandır. İbni Kesir Kitab'ın indirilmesi; Aziz, Hakim olan Allah katındandır. İskender Evrenosoğlu Bu Kitab'ın indirilişi, Azîz yüce ve üstün ve Hakîm hikmet ve hüküm sahibi olan Allah tarafındandır. İstanbul Kuran Araştırmaları Grubu Kitabın indirilmesi, Üstün ve Bilge olan Allah`tandır. Kadri Çelik Bu Kitabın indirilmesi, güçlü ve hikmet sahibi olan Allah'tandır. Mehmet Ali Eroğlu Zatında izzet ve hikmet olan Allah'ın katından yeryüzüne indirilmiş mükemmel bir kitaptır. Mehmet Okuyan Bu Kitabın indirilişi, güçlü, doğru hüküm veren Allah’tandır. Muhammed Celal Şems Bu yüce Kitab’ın indirilmesi, tam olarak üstün olan ve bütün işleri hikmetle yürüten Allah tarafındandır. Muhammed Esed Bu ilahi kelamın indirilişi, güç ve hikmet Sahibi olan Allah'tandır. Mustafa Çevik 1-2 Bu Kur’an, her hükmü mutlak doğru, sınırsız ilim ve kudret sahibi olan Allah tarafından, yaratılışınızın amacını bildirmek ve o amaca uygun hayat nizamını yaşamaya davet için indirilmiştir. O halde şirkten ve küfürden arınmak için davete uyun ve yalnız Allah’a kulluk edin. Mustafa İslamoğlu Bu ilahi mesaj, her işinde mükemmel olan, her hükmünde tam isabet kaydeden Allah katından indirilmedir Ömer Nasuhi Bilmen Bu kitabın indirilişi, azîz, hakîm olan Allah'tandır. Ömer Öngüt Kitab'ın indirilmesi Azîz ve hikmet sahibi olan Allah katındandır. Şaban Piriş Kitabın indirilmesi, güç ve hüküm sahibi Allah’tandır. Sadık Türkmen BU kitabın indirilmesi; üstün/çok güçlü, hâkim olan/doğru karar veren Allah tarafındandır. Seyyid Kutub Bu Kitab'ın indirilmesi, aziz ve hikmet sahibi Allah katındandır. Suat Yıldırım Bu kitabın vahyolunup parça parça indirilmesi, azîz ve hakîm mutlak galip, tam hüküm ve hikmet sahibi Allah tarafındandır. Süleyman Ateş Kitabın indirilmesi, aziz hüküm ve hikmet sâhibi Allâh tarafındandır. Süleymaniye Vakfı Bu Kitab’ı indirme işini, daima üstün ve bütün kararları doğru olan Allah yapmıştır. Tefhim-ul Kuran Bu Kitabın indirilmesi, üstün ve güçlü olan, hüküm ve hikmet sahibi bulunan Allah katındandır. Ümit Şimşek Kitabın indirilişi, kudreti herşeye üstün olan, sonsuz hikmet sahibi Allah tarafındandır. Yaşar Nuri Öztürk Bu Kitap'ın indirilişi Aziz ve Hakim olan Allah'tandır. En üste taşıEn alta taşıBu yazarın mealini okumaya devam et Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz. Zümer Suresi Türkçe MealiZümer Suresi Mekke döneminde inmiştir. 75 âyettir. Sûre, adını 71 ve 73. âyetlerde geçen “Zümer” kelimesinden almıştır. Zümer; zümreler, gruplar demektir. Sûrede başlıca, göklerde ve yerde Allah’ın birliğini gösteren deliller, mü’minlerin cennete, kâfirlerin cehenneme sevk edilecekleri konu edilmekte; kullar, ölüm gelip çatmadan Allah’a yönelmeye çağrılmaktadır. Kitab’ın indirilmesi mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi Allah Ey Muhammed! Şüphesiz biz o Kitab’ı sana hak olarak indirdik. Öyle ise sen de dini Allah’a has kılarak O’na kulluk İyi bilin ki, halis din yalnız Allah’ındır. O’nu bırakıp da başka dostlar edinenler, “Biz onlara sadece, bizi Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz” diyorlar. Şüphesiz Allah, ayrılığa düştükleri şeyler konusunda aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve nankör olanları doğru yola Eğer Allah bir çocuk edinmek isteseydi, yarattıklarından dilediğini seçerdi. O, bundan uzaktır, yücedir. O, bir ve her şey üzerinde mutlak otorite sahibi olan Allah’ Gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yaratmıştır. Geceyi gündüzün üzerine örtüyor, gündüzü de gecenin üzerine örtüyor. Güneşi ve ayı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Bunların her biri belli bir zamana kadar akıp gitmektedir. İyi bilin ki O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır. 6. O, sizi bir tek nefisten yarattı. Sonra ondan eşini var etti. Sizin için hayvanlardan erkek ve dişi olarak sekiz eş yarattı. Sizi annelerinizin karnında bir yaratılıştan öbürüne geçirerek üç kat karanlık içinde oluşturuyor. İşte Rabbiniz olan Allah budur. Mülk mutlak hâkimiyet yalnız O’nundur. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O hâlde, nasıl oluyor da haktan döndürülüyorsunuz?7. Eğer inkâr ederseniz, şüphesiz ki Allah sizin iman etmenize muhtaç değildir. Ama kullarının inkâr etmesine razı olmaz. Eğer şükrederseniz sizin için buna razı olur. Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın yükünü yüklenmez. Sonra dönüşünüz ancak Rabbinizedir. O da size yaptıklarınızı haber verir. Çünkü O, göğüslerin özünü kalplerde olanı hakkıyla İnsana bir zarar dokunduğu zaman Rabbine yönelerek O’na yalvarır. Sonra kendi tarafından ona bir nimet verdiği zaman daha önce O’na yalvardığını unutur ve Allah’ın yolundan saptırmak için O’na eşler koşar. De ki “Küfrünle az bir süre yaşayıp geçin! Şüphesiz sen cehennemliklerdensin.”9. Böyle bir kimse mi Allah katında makbuldür, yoksa gece vakitlerinde, secde hâlinde ve ayakta, ahiretten korkarak ve Rabbinin rahmetini umarak itaat ve kulluk eden mi? De ki “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” Ancak akıl sahipleri öğüt Ey Muhammed! Bizim adımıza de ki “Ey iman eden kullarım! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Bu dünyada iyilik yapanlar için ahirette bir iyilik vardır. Allah’ın yeryüzü geniştir. Sabredenlere mükâfatları elbette hesapsız olarak verilir.” 11. De ki “Şüphesiz bana, dini Allah’a has kılarak O’na ibadet etmem emredildi.”12. “Bana, müslümanların ilki olmam da emredildi.”13. De ki “Eğer ben Rabbime isyan edersem, şüphesiz büyük bir günün azabından korkarım.”14. De ki “Ben dinimi Allah’a has kılarak sadece O’na ibadet ediyorum.”15. “Siz de Allah’tan başka dilediğiniz şeylere ibadet edin!” De ki “Şüphesiz hüsrana uğrayanlar, kıyamet gününde kendilerini ve ailelerini hüsrana sokanlardır. İyi bilin ki bu, apaçık hüsranın ta kendisidir.”16. Onlar için üstlerinde ateşten katmanlar, altlarında ateşten katmanlar vardır. İşte Allah, kullarını bununla korkutur. Ey kullarım, bana karşı gelmekten Tâğût’tan, ona kulluk etmekten kaçınan ve içtenlikle Allah’a yönelenler için müjde vardır. O hâlde, kullarımı müjdele!18. Sözü dinleyip de onun en güzeline uyanlar var ya, işte onlar Allah’ın hidayete erdirdiği kimselerdir. İşte onlar akıl sahiplerinin ta Hakkında azap sözü hükmü gerçekleşenler, hiç onlar gibi olur mu? Cehennemlikleri sen mi kurtaracaksın?20. Fakat Rabbine karşı gelmekten sakınanlar için cennette üst üste yapılmış ve altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Allah, gerçek bir vaadde bulunmuştur. Allah, va’dinden Görmedin mi, Allah gökten su indirdi de onu yeryüzündeki kaynaklara ulaştırdı. Sonra onunla renkleri çeşit çeşit ekinler çıkarıyor. Sonra ekinler kuruyor da onları sapsarı kesilmiş görüyorsun. Sonra da Allah onları kurumuş çer çöp hâline getirir. Şüphesiz ki bunda akıl sahipleri için bir öğüt vardır. 22. Allah’ın, göğsünü İslâm’a açtığı, böylece Rabbinden bir nur üzere bulunan kimse, kalbi imana kapalı kimse gibi midir? Allah’ın zikrine karşı kalpleri katı olanların vay hâline! İşte onlar açık bir sapıklık Allah, sözün en güzelini; âyetleri, güzellikte birbirine benzeyen ve hükümleri, öğütleri, kıssaları tekrarlanan bir kitap olarak indirmiştir. Rablerinden korkanların derileri vücutları ondan dolayı gerginleşir. Sonra derileri de vücutları da kalpleri de Allah’ın zikrine karşı yumuşar. İşte bu Kur’an Allah’ın hidayet rehberidir. Onunla dilediğini doğru yola iletir. Allah, kimi saptırırsa artık onun için hiçbir yol gösterici Kıyamet günü kötü azaba karşı yüzüyle korunan kimse, o gün azaptan emin olan kimse gibi midir? Zalimlere, “Kazandıklarınızı tadın” Onlardan öncekiler de yalanladılar ve azap kendilerine farkına varamadıkları bir yerden Böylece Allah dünya hayatında onlara zilleti tattırdı. Elbette ki ahiret azabı daha büyüktür. Keşke bilselerdi!27. Andolsun, öğüt alsınlar diye biz bu Kur’an’da insanlar için her türlü misali Biz onu, Allah’a karşı gelmekten sakınsınlar diye hiçbir eğriliği bulunmayan Arapça bir Kur’an olarak Allah, birbiriyle çekişen ortak sahipleri bulunan bir köle adam ile yalnızca bir kişiye ait olan bir köle adamı örnek verdi. Bu iki adamın durumu hiç, bir olur mu? Hamd Allah’a mahsustur. Hayır, onların çoğu Ey Muhammed! Şüphesiz sen öleceksin ve şüphesiz onlar da Sonra şüphesiz siz kıyamet günü Rabbinizin huzurunda muhakeme edileceksiniz. 32. Kim, Allah’a karşı yalan uyduran ve kendisine geldiğinde, doğruyu Kur’an’ı yalanlayandan daha zalimdir? Cehennemde kâfirler için kalacak bir yer mi yok!?33. Dosdoğru Kur’an’ı getiren ile onu tasdik edenler var ya, işte onlar Allah’a karşı gelmekten Onlar için Rableri katında diledikleri her şey vardır. İşte bu, iyilik yapanların Allah, işlediklerinin en kötüsünü örtmek ve onlara yaptıklarının en güzeli ile karşılık vermek için onları böyle mükâfatlandırdı.36. Allah, kuluna yetmez mi? Seni O’ndan Allah’tan başkalarıyla korkutmaya çalışıyorlar. Allah, kimi saptırırsa artık onun için bir yol gösterici Allah, kimi de doğru yola iletirse artık onu saptıracak hiç kimse yoktur. Allah mutlak güç sahibi, intikam sahibi değil midir?38. Andolsun, eğer onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan elbette, “Allah”, derler. De ki “Peki söyleyin bakalım? Allah’ı bırakıp da ibadet ettikleriniz var ya; eğer Allah bana herhangi bir zarar dokundurmak isterse, onlar Allah’ın dokundurduğu zararı kaldırabilirler mi? Yahut Allah bana bir rahmet dilese, onlar O’nun rahmetini engelleyebilirler mi?” De ki “Allah bana yeter. Tevekkül edenler ancak O’na tevekkül ederler.”39,40. De ki “Ey kavmim! Elinizden geleni yapın. Ben de yapacağım. Kişiyi rezil edici azabın kime geleceğini ve sürekli azabın kimin başına ineceğini yakında bileceksiniz!” 41. Ey Muhammed! Biz sana Kitab’ı Kur’an’ı insanlar için, hak olarak indirdik. Kim doğru yola girerse, kendisi için girmiş olur. Kim de saparsa, ancak kendi aleyhine sapar. Sen onlara vekil Allah, ölen insanların ruhlarını öldüklerinde, ölmeyenlerinkini de uykularında alır. Ölümüne hükmettiklerinin ruhlarını tutar, diğerlerini belli bir süreye ömürlerinin sonuna kadar bırakır. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler Yoksa Allah’tan başka şefaatçiler mi edindiler? De ki “Hiçbir şeye güçleri yetmese ve düşünemiyor olsalar da mı?”44. De ki “Şefaat tümüyle Allah’a aittir. Göklerin ve yerin hükümranlığı O’nundur. Sonra yalnız O’na döndürüleceksiniz.”45. Allah, bir tek ilâh olarak anıldığında ahirete inanmayanların kalpleri daralır. Allah’tan başkaları ilâhları anıldığında bakarsın De ki “Ey göklerin ve yerin yaratıcısı olan, gaybı da, görünen âlemi de bilen Allah’ım! Ayrılığa düştükleri şeyler konusunda kulların arasında sen hükmedersin.”47. Eğer yeryüzünde bulunan her şey tümüyle ve onlarla beraber bir o kadarı da zulmedenlerin olsa, kıyamet günü kötü azaptan kurtulmak için elbette onları verirlerdi. Artık, hiç hesap etmedikleri şeyler Allah tarafından karşılarına çıkmıştır. 48. Dünyada kazandıkları şeylerin kötülükleri karşılarına çıkmış, alay etmekte oldukları şey onları İnsana bir zarar dokunduğunda bize yalvarır. Sonra ona tarafımızdan bir nimet verdiğimizde, “Bu, bana ancak bilgim sayesinde verilmiştir” der. Hayır, o bir imtihandır. Fakat onların çoğu Bunu kendilerinden öncekiler de söylemişti ama kazandıkları şeyler onlara hiçbir yarar Nihayet kazandıkları şeylerin kötülükleri onlara isabet etmişti. Onlardan zulmedenler var ya, kazandıkları şeylerin kötülükleri onlara isabet edecektir. Onlar Allah’ı âciz bırakacak Bilmediler mi ki, Allah rızkı dilediğine bol bol verir ve dilediğine kısar. Şüphesiz bunda inanan bir toplum için elbette ibretler De ki “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”54. Azap size gelmeden önce Rabbinize dönün ve O’na teslim olun. Sonra size yardım Farkında olmadan azap size ansızın gelmeden önce, Rabbinizden size indirilenin en güzeline uyun ki, kişi, “Allah’ın yanında, işlediğim kusurlardan dolayı vay hâlime! Gerçekten ben alay edenlerden idim” demesin. 57. Yahut, “Allah beni doğru yola iletseydi, elbette O’na karşı gelmekten sakınanlardan olurdum” Yahut azabı gördüğünde, “Keşke benim için dünyaya bir dönüş daha olsa da iyilik yapanlardan olsam” Allah, şöyle diyecek “Hayır, öyle değil! Âyetlerim sana geldi de sen onları yalanladın, büyüklük tasladın ve inkârcılardan oldun.”60. Kıyamet günü Allah’a karşı yalan söyleyenleri görürsün, yüzleri kapkara kesilmiştir. Büyüklük taslayanlar için cehennemde bir yer mi yok!?61. Allah, kendisine karşı gelmekten sakınanları başarıları sebebiyle kurtarır. Onlara kötülük dokunmaz. Onlar üzülmezler Allah, her şeyin yaratıcısıdır. O, her şeye Göklerin ve yerin anahtarları O’nundur. Allah’ın âyetlerini inkâr edenler var ya, işte onlar ziyana uğrayanların ta De ki “Ey cahiller! Siz bana Allah’tan başkasına ibadet etmemi mi emrediyorsunuz?”65. Andolsun, sana ve senden önceki peygamberlere şöyle vahyedildi “Eğer Allah’a ortak koşarsan elbette amelin boşa çıkar ve elbette ziyana uğrayanlardan olursun.” yalnız Allah’a ibadet et ve şükredenlerden Allah’ın kadrini gereği gibi bilemediler. Yeryüzü kıyamet gününde bütünüyle O’nun elindedir. Gökler de O’nun kudretiyle dürülmüştür. O, onların ortak koştuklarından uzaktır, yücedir. 68. Sûr’a üflenir ve Allah’ın dilediği kimseler dışında göklerdeki herkes ve yerdeki herkes ölür. Sonra ona bir daha üflenir, bir de bakarsın onlar kalkmış Yeryüzü, Rabbinin nuruyla aydınlanır. Kitap amel defterleri ortaya konur. Peygamberler ve şahitler getirilir ve haksızlığa uğratılmaksızın aralarında adaletle hüküm Herkese yaptığının karşılığı tam olarak verilir. Allah, onların yaptıklarını en iyi İnkâr edenler grup grup cehenneme sevk edilirler. Cehenneme vardıklarında oranın kapıları açılır ve cehennem bekçileri onlara şöyle derler “Size içinizden, Rabbinizin âyetlerini size okuyan ve bu gününüze kavuşacağınıza dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?” Onlar da, “Evet geldi” derler. Fakat inkârcılar hakkında azap sözü Onlara şöyle denir “İçinde ebedî kalmak üzere cehennemin kapılarından girin. Büyüklük taslayanların kalacağı yer ne kötüdür!”73. Rablerine karşı gelmekten sakınanlar da grup grup cennete sevk edilirler. Cennete vardıklarında oranın kapıları açılır ve cennet bekçileri onlara şöyle der “Size selâm olsun! Tertemiz oldunuz. Haydi ebedî kalmak üzere buraya girin.”74. Onlar şöyle derler “Hamd, bize olan vaadini gerçekleştiren ve bizi cennetten dilediğimiz yere konmak üzere bu yurda varis kılan Allah’a mahsustur. Salih amel işleyenlerin mükâfatı ne güzelmiş!” 75. Melekleri de, Rablerini hamd ile tesbih edip yücelterek Arş’ın etrafını kuşatmış hâlde görürsün. Artık kulların arasında adaletle hüküm verilmiş ve “Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur” Suresi’nin Fazilet ve Sırlarını okumak için tıklayınız Zümer Suresi Meali DinleSeslendiren Ahmet Deniz Zümer suresi meali, suremizin mealini tek tek açıklayalımBismillahirrahmanirrahim1 Bu kitabın indirilişi Aziz ve hakim olan Allah tarafındandır. 2 Muhakkak biz bu kitabı sana hak ile indirdik. Öyleyse dini ona Halis kılarak Allah'a kul Halis din Allah içindir, öyle değil mi? Ve ondan başka dostlar edinenler biz onlara sadece bizi Allah'a yakın bir makama yaklaştırmaları için tapıyoruz. Muhakkak ki Allah hakkında ihtilaf ettikleri şey için onların aralarında hüküm verir. Muhakkak ki Allah yalanlayanları ve inkar edenleri hidayete Eğer Allah bir çocuk edinmek isteseydi mutlaka yarattıklarından dilediğini seçerdi. O subhandır. O, Allah vahiddir. 5 Allah gökleri ve yerleri hak ile yarattı. Geceyi gündüze gündüzü geceye çevirir. Güneşi ve ayı muassır kıldı. Hepsi belirlenmiş bir zamana karşı akar. İyi bil ki çok güçlü ve çok bağışlayıcı olan yalnız O' O, sizi bir tek nefisten yarattı. Sonra ondan eşini var etti. Sizin için hayvanlardan erkek ve dişi olarak sekiz eş Sizi annelerinizin karnında bir yaratılıştan öbürüne geçirerek üç kat karanlık içinde oluşturuyor. İşte Rabbiniz olan Allah budur. Mülk mutlak hakimiyet yalnız onundur. Ondan başka hiçbir ilah yoktur. O halde nasıl oluyor da haktan döndürülüyorsunuz?7 Eğer inkar ederseniz şüphesiz ki Allah sizin iman etmenize muhtaç değildir. Ama kullarının inkar etmesine razı olmaz. Eğer şükrederseniz sizin için buna razı olur. Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın yükünü yüklenmez. Sonra dönüşünüz ancak Rabbinizedir. O da size yaptıklarınızı haber verir. Çünkü O göğüslerin özünü kalplerde olanı hakkıyla İnsana bir zarar dokunduğu zaman Rabbine yönelerek O'na yalvarır. Sonra kendi tarafından ona bir nimet verdiği zaman daha önce ona yalvardığını unutur ve Allah'ın yolundan saptırmak için O'na eşler koşar. De ki "Küfrünle az bir süre yaşayıp geçin! Şüphesiz sen cehennemliklerdensin."9 Böyle bir kimse mi Allah katında makbuldür, yoksa gece vakitlerinde, secde halinde ve ayakta, ahiretten korkarak ve Rabbinin rahmetini umarak itaat ve kulluk eden mi? De ki "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Ancak akıl sahipleri öğüt Ey Muhammed! Bizim adımıza de ki, "Ey iman eden kullarım! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Bu dünyada iyilik yapanlar için ahirette bir iyilik vardır. Allah'ın yeryüzü geniştir. Sabredenlere mükafatları elbette hesapsız olarak verilir."11 De ki "Şüphesiz bana, dini Allah'a has kılarak O'na ibadet etmem emredildi."12 "Bana, müslümanların ilki olmam da emredildi."13 De ki "Eğer ben Rabbime isyan edersem, şüphesiz büyük bir günün azabından korkarım."14 De ki "Ben dinimi Allah'a has kılarak sadece O'na ibadet ediyorum."15 "Siz de Allah'tan başka dilediğiniz şeylere ibadet edin!" De ki "Şüphesiz hüsrana uğrayanlar kıyamet gününde kendilerini ve ailelerini hüsrana sokanlardır. İyi bilin ki bu apaçık hüsranın ta kendisidir."16 Onlar için üstlerinde ateşten katmanlar, altlarında ateşten katmanlar vardır. İşte Allah kullarını bununla korkutur. Ey kullarım bana karşı gelmekten Tağut'tan, ona kulluk etmekten kaçınan ve içtenlikle Allah'a yönelenler için müjde vardır. O halde kullarımı müjdele!18 Sözü dinleyip de onun en güzeline uyanlar var ya, işte onlar Allah'ın hidayete erdirdiği kimselerdir. İşte onlar akıl sahiplerinin ta Hakkında azap sözü hükmü gerçekleşenler, hiç onlar gibi olur mu? Cehennemlikleri sen mi kurtaracaksın?20 Fakat Rabbine karşı gelmekten sakınanlar için cennette üst üste yapılmış ve altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Allah gerçek bir vaadde bulunmuştur. Allah vadinden Görmedin mi, Allah gökten su indirdi de onu yeryüzündeki kaynaklara ulaştırdı. Sonra onunla renkleri çeşit çeşit ekinler çıkarıyor. Sonra ekinler kuruyor da onları sapsarı kesilmiş görüyorsun. Sonra da Allah onları kurumuş çer çöp haline getirir. Şüphesiz ki bunda akıl sahipleri için bir öğüt Allah'ın, göğsünü İslâm'a açtığı, böylece Rabbinden bir nur üzere bulunan kimse, kalbi imana kapalı kimse gibi midir? Allah'ın zikrine karşı kalpleri katı olanların vay haline! İşte onlar açık bir sapıklık sözün en güzelini; âyetleri, güzellikte birbirine benzeyen ve hükümleri, öğütleri, kıssaları tekrarlanan bir kitap olarak indirmiştir. Rablerinden korkanların derileri vücutları ondan dolayı gerginleşir. Sonra derileri de vücutları da kalpleri de Allah'ın zikrine karşı yumuşar. İşte bu Kur'an Allah'ın hidayet rehberidir. Onunla dilediğini doğru yola iletir. Allah kimi saptırırsa artık onun için hiçbir yol gösterici günü kötü azaba karşı yüzüyle korunan kimse, o gün azaptan emin olan kimse gibi midir? Zalimlere, "Kazandıklarınızı tadın" öncekiler de yalanladılar ve azap kendilerine farkına varamadıkları bir yerden Böylece Allah dünya hayatında onlara zilleti tattırdı. Elbette ki ahiret azabı daha büyüktür. Keşke bilselerdi!27 Biz onu, Allah'a karşı gelmekten sakınsınlar diye hiçbir eğriliği bulunmayan Arapça bir Kur'an olarak Allah, birbiriyle çekişen ortak sahipleri bulunan bir köle adam ile, yalnızca bir kişiye ait olan bir köle adamı örnek verdi. Bu iki adamın durumu hiç bir olur mu? Hamd Allah'a mahsustur. Hayır, onların çoğu Muhammed! Şüphesiz sen öleceksin ve şüphesiz onlar da şüphesiz siz kıyamet günü Rabbinizin huzurunda muhakeme edileceksiniz31Kim, Allah'a karşı yalan uyduran ve kendisine geldiğinde, doğruyu Kur'an'ı yalanlayandan daha zalimdir? Cehennemde kafirler için kalacak bir yer mi yok!?32Dosdoğru Kur'an'ı getiren ile onu tasdik edenler var ya, işte onlar Allah'a karşı gelmekten için Rableri katında diledikleri her şey vardır. İşte bu, iyilik yapanların işledikleri kötülükleri örtmek ve onlara yaptıklarının en güzeli ile karşılık vermek için onları böyle mükafatlandırdı.35Böylece Allah dünya hayatında onlara zilleti tattırdı. Elbette ki ahiret azabı daha büyüktür. Keşke bilselerdi!36Allah kuluna yetmez mi? Seni O'ndan Allah'tan başkalarıyla korkutmaya çalışıyorlar. Allah kimi saptırırsa artık onun için bir yol gösterici kimi de doğru yola iletirse artık onu saptıracak hiç kimse yoktur. Allah mutlak güç sahibi, intikam sahibi değil midir?38Andolsun, eğer onlara, "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan elbette, "Allah", derler. De ki "Peki söyleyin bakalım? Allah'ı bırakıp da ibadet ettikleriniz var ya; eğer Allah bana herhangi bir zarar dokundurmak isterse, onlar Allah'ın dokundurduğu zararı kaldırabilirler mi? Yahut Allah bana bir rahmet dilese, onlar onun rahmetini engelleyebilirler mi?" De ki "Allah bana yeter. Tevekkül edenler ancak O'na tevekkül ki "Ey kavmim! Elinizden geleni yapın. Ben de rezil edici azabın kime geleceğini ve sürekli azabın kimin başına ineceğini yakında bileceksiniz!"41 Ey Muhammed! Biz sana Kitab'ı Kur'an'ı insanlar için, hak olarak indirdik. Kim doğru yola girerse, kendisi için girmiş olur. Kim de saparsa, ancak kendi aleyhine sapar. Sen onlara vekil insanların ruhlarını öldüklerinde, ölmeyenlerinkini de uykularında alır. Ölümüne hükmettiklerinin ruhlarını tutar, diğerlerini belli bir süreye ömürlerinin sonuna kadar bırakır. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler Yoksa Allah'tan başka şefaatçiler mi edindiler? De ki "Hiçbir şeye güçleri yetmese ve düşünemiyor olsalar da mı?"44 De ki "Şefaat tümüyle Allah'a aittir. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra yalnız O'na döndürüleceksiniz."45 Allah bir tek olarak anıldığında ahirete inanmayanların kalpleri daralır. Allah'tan başkaları ilahları anıldığında bakarsın ki "Ey göklerin ve yerin yaratıcısı olan, gaybı da, görünen âlemi de bilen Allah'ım! Ayrılığa düştükleri şeyler konusunda kulların arasında sen hükmedersin."47Eğer yeryüzünde bulunan her şey tümüyle ve onlarla beraber bir o kadarı da zulmedenlerin olsaydı, kıyamet günü kötü azaptan kurtulmak için elbette onları verirlerdi. Artık, hiç hesap etmedikleri şeyler Allah tarafından karşılarına Dünyada kazandıkları şeylerin kötülükleri karşılarına çıkmış, alay etmekte oldukları şey onları İnsana bir zarar dokunduğunda bize yalvarır. Sonra ona tarafımızdan bir nimet verdiğimizde, "Bu, bana ancak bilgim sayesinde verilmiştir" der. Hayır, o bir imtihandır. Fakat onların çoğu bilmezler50Bunu kendilerinden öncekiler de söylemişti ama kazandıkları şeyler onlara hiçbir yarar Nihayet kazandıkları şeylerin kötülükleri onlara isabet etmişti. Onlardan zulmedenler var ya, kazandıkları şeylerin kötülükleri onlara isabet edecektir. Onlar Allah'ı aciz bırakacak Bilmediler mi ki, Allah rızkı dilediğine bol bol verir ve kısar. Şüphesiz bunda inanan bir toplum için elbette ibretler De ki "Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."54Azap size gelmeden önce Rabbinize dönün ve O'na teslim olun. Sonra size yardım olmadan azap size ansızın gelmeden önce, Rabbinizden size indirilenin en güzeline uyun ki, kişi,56 "Allah'ın yanında, işlediğim kusurlardan dolayı vay halime! Gerçekten ben alay edenlerden idim" "Allah beni doğru yola iletseydi elbette O'na karşı gelmekten sakınanlardan olurdum" azabı gördüğünde, "Keşke benim için dünyaya bir dönüş daha olsa da iyilik yapanlardan olsam" şöyle diyecek "Hayır, öyle değil! Âyetlerim sana geldi de sen onları yalanladın, büyüklük tasladın ve inkarcılardan oldun."60Kıyamet günü Allah'a karşı yalan söyleyenleri görürsün, yüzleri kapkara kesilmiştir. Büyüklük taslayanlar için cehennemde bir yer mi yok!61Allah, kendisine karşı gelmekten sakınanları başarıları sebebiyle kurtarır. Onlara kötülük dokunmaz. Onlar üzülmezler Allah her şeyin yaratıcısıdır. O her şeye Göklerin ve yerin anahtarları O'nundur. Allah'ın âyetlerini inkar edenler var ya, işte onlar ziyana uğrayanların ta De ki "Ey cahiller! Siz bana Allah'tan başkasına ibadet etmemi mi emrediyorsunuz65 Andolsun, sana ve senden önceki peygamberlere şöyle vahyedildi "Eğer Allah'a ortak koşarsan elbette amelin boşa çıkar ve elbette ziyana uğrayanlardan olursun."66 Hayır, yalnız Allah'a ibadet et ve şükredenlerden Allah'ın kadrini gereği gibi bilemediler. Yeryüzü kıyamet gününde bütünüyle O'nun elindedir. Gökler de O'nun kudretiyle dürülmüştür. O, onların ortak koştuklarından uzaktır, üflenir ve Allah'ın dilediği kimseler dışında göklerdeki herkes ve yerdeki herkes ölür. Sonra ona bir daha üflenir, bir de bakarsın onlar kalkmış Rabbinin nuruyla aydınlanır. Kitap amel defterleri ortaya konur. Peygamberler ve şahitler getirilir ve haksızlığa uğratılmaksızın aralarında adaletle hüküm Herkese yaptığının karşılığı tam olarak verilir. Allah onların yaptıklarını en iyi edenler grup grup cehenneme sevk edilirler. Cehenneme vardıklarında oranın kapıları açılır ve cehennem bekçileri onlara şöyle derler "Size içinizden, Rabbinizin âyetlerini size okuyan ve bu gününüze kavuşacağınıza dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?" Onlar da, "Evet geldi" derler. Fakat inkarcılar hakkında azap sözü Onlara şöyle denir "İçinde ebedi kalmak üzere cehennemin kapılarından girin. Büyüklük taslayanların kalacağı yer ne kötüdür!"73 Rablerine karşı gelmekten sakınanlar da grup grup cennete sevk edilirler. Cennete vardıklarında oranın kapıları açılır ve cennet bekçileri onlara şöyle der "Size selam olsun! Tertemiz oldunuz. Haydi ebedi kalmak üzere buraya girin."74 Onlar şöyle derler "Hamd, bize olan vaadini gerçekleştiren ve bizi cennetten dilediğimiz yere konmak üzere bu yurda varis kılan Allah'a mahsustur. Salih amel işleyenlerin mükafatı ne güzelmiş!"75Melekleri de, Rablerini hamd ile tesbih edip yücelterek Arş'ın etrafını kuşatmış halde görürsün. Artık kulların arasında adaletle hüküm verilmiş ve "Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur" denilmiştir. Zümer Suresi Meali ile ilgili bu madde bir taslaktır. Madde içeriğini geliştirerek Herkese açık dizin kaynağımıza katkıda bulunabilirsiniz.

zümer suresi 42 ayet meali