Bir bölüm seçilir ve o bölüme göre puan elde etmek için çalışılır. Üniversite sınava puan değil başarı sırası önemlidir. Yüzde 30 yüzde 40 gibi farklar zorlanabilir. Bu yıl 600 bininci olmuşsun bir sonraki yıl 120 bininci olmak biraz zor. Puana göre değil, yatkınlığa göre bölüm seçilir. Okul ile ilgili isteklerimizi ve ihtiyaçlarımızı hangi yöntemlerle ifade edebiliriz? Cevap: Okulumuz ile ilgili istek ve ihtiyaçlarımızı öğretmenimiz, dilekçe ve dilek ve şikayet kutusu yolu ile bildirebiliriz. • Duygu ve düşüncelerimizi ifade ederken nelere dikkat etmeliyiz? Yazınız. Üzerinde en fazla durulması gereken, etkili konuşmanın püf noktaları: Vurguları Doğru Kullanmak. Tonlama Yapmak. Pozitif Olmak. Beden Dilini Konuşmaya Yansıtmak. Güzel konuşma sanatı hakkında detaylara hakim olmak istiyorsanız bu noktalara önem vermeniz gerekir. Safiyyüddîni Erdebîlî’nin terceme-i hâlinin anlatıldığı Đbn-i Bezzâz’ın 759/ 1358’de kaleme aldığı kısa adı Safvetü’s-safâ olan el-Mevâhibü’s-seniyye fî menâkıbi’sSafeviyye adlı eser, çalışmamızın temel başvuru kaynağıdır. 2Sınıf etkinliklerinde nelere dikkat etmeliyiz? Dersin Diğer Derslerle İlişkisi/Açıklamalar Farklı görüş ve çözümler çerçevesinde sınıf içi etkinliklerin belirlenmesi, planlanması, sınıf kurallarının oluşturulması, pano hazırlama ve sınıfın süslenmesi gibi konular üzerinde durulur. bF52Y9L. Konbuyu başlatan 1 Katılım 16 Haz 2010 Mesajlar 64 Tepkime puanı 1 Puanları 0 Yaş 32 Tartışması / "Kendinizi ifade ederken nelere dikkat etmelisiniz?" Merhaba Bu konu ile haftanın tartışmaları bölümünü resmen duyuruyoruz.. Bundan sonraki her hafta, bu kategoride bulunan konuda haftanın konusunu beraber seçeceğiz.. Bu haftanın konusu; Size göre kendinizi ifade ederken nelere dikkat etmelisiniz? 2 Katılım 1 Kas 2012 Mesajlar 3,434 Tepkime puanı 1 Puanları 0 Yaş 66 Herseyden once neyi ifade ediyorsan, onun farkinda, bilincinde ve bilgisinde olmaya. Neyinizi nerde ve nasilifade edeceginizin bilincinde olmaya. Acik, net ve aciklamali olmaya Neden ve nasil kendinizi ifade etmek istediginize ve bunun gerekliligine Ifade ederken etik olmaya Bu ifadeden bir cikar beklememeye Cikar icin farkli ifade etmemeye. Ifadenin konu ve de kavram ile ilgili bagina Bu ifade etme de, baskalari ile mukayese etmemeye ya da baskalarini elestirmemeye Ifade edisin hic bir zaman kalici, mutlak degismez olmadigina ve farkindalik ve bilince gore degisime ugrayabilecegine. Ifadenin temeline, yani neye gore ifade edildigine- inancsal mi/ideolojik mi/etik mi/bilimsel mi Eger ifade bireysel ise- hak ve ozgurluklere, kararliliga, azimlilige, determinizme ve serbest iradeye Simdilik burda bir virgule koyayim 3 Katılım 25 Kas 2013 Mesajlar 693 Tepkime puanı 1 Puanları 18 Sanirim bu sorunun cevabi kisinin bulundugu ortama muhattap oldugu kisiye gore kismi degiskenlik gosterecektir. Kisinin bulundugu konum, hitap ettigi kitle, kendisini ifade edecegi kisi veya kisilerle arasinda kurdugu bag. Vb. temek ahlski degerlere bagli kalmak, olculu samimiyet ve konum ne olursa olsun kendini ustun gormemek, hissettirmemek lazim. 4 Katılım 1 Nis 2015 Mesajlar 150 Tepkime puanı 2 Puanları 18 hiçbir şeye dikkat etmem, boşuna bir ugraş. ne kadar anlatırsan anlat, karşında ki anlamak isteyeceğini anlayacak. kendimi ifade etmek için ekstradan birşey yapma ihtiyacı hiç bir zaman hissetmedim, denemelisiniz. 5 Katılım 19 Ağu 2008 Mesajlar 3,573 Tepkime puanı 177 Puanları 63 Yaş 58 ifade hem sözlü hem de eylemsel olarak bir bütünlük içerisinde gerçekleşen bir süreçtir; -sanal iletişimsizliği ve uzaktan iletişimi dahil etmiyorum- karşı tarafın anlama becerisine göre anlayacağı bir dil ve üslup ile gerçekleştirilmelidir. ancak bu üslup, kişinin asla benimseyemeyeceği bir tarz olmamalıdır. Yöneticiler 6 Katılım 7 Ara 2013 Mesajlar 6,371 Tepkime puanı 492 Puanları 83 içten olma-dürüstlük-özsaygı Konbuyu başlatan 7 Katılım 16 Haz 2010 Mesajlar 64 Tepkime puanı 1 Puanları 0 Yaş 32 İçten olmak ve dürüstlüğün her zaman işe yaramayacağı kanısındayım. Şive ve kişiliğe göre hareket etmek her zaman en tercih ettiğim yol olmuştur. 8 Katılım 24 Haz 2014 Mesajlar 634 Tepkime puanı 5 Puanları 18 Kendimi olduğum gibi ifade ederim, doğru anlayan anlar, anlayamanın kendi sorunudur. Yöneticiler 9 Katılım 7 Ara 2013 Mesajlar 6,371 Tepkime puanı 492 Puanları 83 kendinize dürüsüt ve içten olun siz o halde ; bu da bir yol; 10 OnLy Yeni Üye Katılım 1 Nis 2015 Mesajlar 36 Tepkime puanı 0 Puanları 0 karşımdakine göre değişir kendimi ifade etme durumum Aşağıda duygu ve düşüncelerimizi ifade ederken nelere dikkat etmeliyiz yazınız kısaca olarak ele alacağız. İnsanlar, duygu ve düşüncelerini ifade ederken bazı araçlara ve ifadelere gerek duyarlar. İnsanların duygu ve düşüncelerini ifade etmelerinde bazı şartlara dikkat etmeleri de gerekir. Duygu ve düşüncelerimizi ifade ederken, zarif olmaya, nazik olmaya, kibar olmaya, sesimizi yükseltmemeye, kaba kuvvet uygulamamaya, haklılığımızı savunmaya dikkat ederiz. Etkili Dinleyelim Etkili dinleme davranışları *Konuşma sırasında karşıdaki kişinin tepkilerini izlemek *Arada sırada konuşmayı keserek karşıdakine konuşma imkanı vermek. *Karşımızdaki konuşmasını bitirmeden söze başlamamak *Dinlerken konuşana bakmak *Dinlerken yüz ifadesi ve beden dili ile anlatılanlara uygun işaretler vermek *Dinlerken başka bir işle, kişiyle ya da nesneyle meşgul olmamak. *Dinlediğini belirten kısa sorular sormak *Dinlediğini gösteren kısa ama anlamlı sözlerle tepkiler vermek. Örneğin, “Anlıyorum, Öyle mi?” *Dinlerken, konuya uygun “hımm”, “yaa”, “aaa” gibi ünlemlerle tepki vermek *Konuşan kişiye anlattıklarıyla ilgili yansıtma yapmak. Onun söylediklerini kendi kelimeleriyle tekrarlamak *Karşımızdakini konuşmaya açıkça davet etmek. Örneğin “Bu konuda konuşmak ister misin?”, İstersen bana anlatabilirsin.” Bunlar temel dinleme davranışlarıdır. Dinlenecek olan çocuk olduğunda, özellikle de küçük çocuklar söz konusu olduğunda bazı ek noktaların vurgulanmasında yarar var. Yukarıdakilere ek olarak, anne babaların çocuklarıyla iletişimleri sırasında dikkat etmelerini gerektiren noktalar şunlardır Çocuğunuzu dinlemek için özel zaman ayırın Çocuğunuzu, her ne olursa olsun sakin bir biçimde dinleyiniz. Sakin değilseniz, önce sakinleşmeyi bekleyin. Anlattıkları ne denli uçuk, hayal ürünü de olsa sonuna kadar sabırla dinleyin. Yorumunuzu ya da değerlendirmenizi onu hafife almadan, ciddi bir biçimde yapın. Çocuğunuzla konuşurken onunla göz hizasına gelmeye çalışın. Çocuğunuzla göz göze gelmek için çömelin veya yaşı ve ağırlığı uygunsa çocuğunuzu kucağınıza alın. Örneğin, hem mutfakta yemek yapmak veya televizyonda haber seyretmek hem de çocuğa, “Anlat anlat, seni dinliyorum” demek onu hiç dinlememekten daha olumsuzdur. Konuşulan konu ya da sorun ne olursa olsun, asla tehdit edici bir biçimde dinlemeyin. Yani Çocuğunuz anlatmaya çalışırken ona öfkeli bir şekilde bakmayın ve tehdit edici sorular sormayın. Unutmayın, küçük bir çocuğu dinlerken amacınız onu rahatlatmak, anlamaya çalışmak, anladığınızı göstermek ve destekleyici olmaktır. Çocuğunuzu dinlerken söyledikleriyle ilgili yansıtma yapmanız, anlaşıldığını hissetmesi bakımından önemlidir. Söylediklerini ona basitçe ve olduğu gibi geri yansıtmanız bile çok yararlı olacaktır. Çocuğunuzun sorunlu bir durumunu eşinizle birlikte çözmeye çalışırken asla sorgular gibi davranmayın. Yani hem anne hem de baba aynı anda çocuğu soru yağmuruna tutmamalıdır. Çocuğunuzu dinlerken, duygusal açıdan ihtiyacı olduğunu hissettiğinizde bedensel temas kurarak rahatlatmaya çalışın. Başını okşayarak, sarılarak, kucağınıza alarak rahatlatabilirsiniz. Yaşadığı bir olayı, duygusal olarak biraz abartılı olarak anlattığında onu hemen gerçeğe davet etmeyin. Bırakın abartılı da olsa önce duygusunu ifade etsin, yaşasın. Çocuğunuzu dinlerken normalden daha çok yüz ifadesi ve beden dili kullanın. Bu da onun anlaşıldığını ya da tarafınızdan anlaşılmaya çalışıldığını, algılaması, açısından önemlidir. Çocuğunuz dinlerken, eğer o espri olsun diye anlatmıyorsa ki çoğu kez öyledir, anlattıkları ne denli tuhaf, çelişkili, hatta komik olursa olsun, gülmeyin. Hafife alındığını ya da kendisiyle alay edildiğini sanabilir. Eğer çocuk anlattıklarının gülünç olduğunun farkında olduğunu gösterir biçimde, kendisi de gülerek anlatıyorsa sizin de gülerek ona katılmanız uygun olur. Çocukla konuşurken onun anlayabileceği kelime ve ifadelerle konuşulmalıdır. Tersi durumda kendisine söyleneni tam olarak anlaması mümkün olmayabilir. Örneğin, üç yaşındaki bir çocuğa “Öff, beni canımdan bezdirdin!” denildiğinde mesajı tam olarak anlaması güçtür. Çocukla konuşurken onunla yeterli mesafede bulunulmalıdır. Etkili bir iletişim için, konuşanın ve dinleyenin birbirlerine yeterince yakın olmaları gerekir. Örneğin, mutfaktan oturma odasına seslenerek çocuğun gürültü yapmasını önlemeye çalışan bir annenin başarılı olma şansı azdır. Mustafa Uslu nun derlediği çocuklara söylemememiz ve söylememiz gereken kelimeler şöyledir Çocuğunuz Bu Sözleri Duymak İstemiyor Adam olamazsın. Adın batsın. Ahmak! Akılsız! Allah belanı versin! Allah cezanı versin! Annen evden gider. Aptal! Artık seni sevmiyorum. Gözün kör olsun. Hayvan! Kes sesini! Geberesice! Geri zekalı! Keşke seni doğurmaz olaydım! Manyak! Öküz! Öleyim de annesiz kal! Bana ettiklerini çekersin! Başaramayacağını biliyordum. Beceriksiz! Salak! Sen anlamazsın! Sen karışma! Ben sana gösteririm! Senden bıktım! Beyinsiz! Seni bırakır giderim! Seni doğuracağıma taş doğursaydım! Seni, babana söyleyeceğim! Çeneni kapat! Senin elinden ne gelir ki! Senin gibi çocuk olmaz olsun! Defol! Eşek oğlu eşek! Tembel! Terbiyesiz! Çocuğunuz Bu Sözleri Duymaktan Hoşlanıyor Aferin ! Bana yardım eder misin? Başaracağına inanıyorum! Bu, sana ne kadar da yakışmış. Canım benim. Gözümün nuru. Güzelim. Harikasın. İyi geceler. Kınalı kuzum. Ne kadar beceriklisin! Ne kadar güzel yapmışsın! Sana güveniyorum! Seni çok seviyoruz. Seninle gurur duyuyorum! Tatlı rüyalar! Tatlım benim! En Çok Kullanmamız Gereken Cümleler Teşekkür ederim. Lütfen. Rica ederim. Saygılarımı sunarım. Başarılar diliyorum. Çok naziksiniz. Çok kibarsınız. Hoşça kalın. Affedersiniz. Mutlu bir gün dileğiyle. Memnun olurum. Özür dilerim. Konuşurken, “Sen Dili” Yerine “Ben Dili”ni Kullanmak Çocuğumuza karşı, onunla ilgili bir olumsuzluğu dile getirirken çoğunlukla “sen” kelimesi ve “sen” anlamı içeren ifadeler kullanıyoruz. Örneğin, — Çok sorumsuzsun. Sen — Adam olmazsın. Sen — Niçin dediğimi yapmıyorsun? Sen — Söylediklerimi anlamıyor musun? Sen — Çalışmıyorsun. Sen Örnek cümleleri daha da çoğaltmamız mümkündür. Hâlbuki isteklerimizi ifade ederken “ben dili” kullanmak daha etkili ve karşımızdakini daha az incitici olabilir. Örneğin “ben” diliyle şu sözleri söyleyebiliriz “Sen” dili ile söylenen “Ben” dili ile söylenen Çok sorumsuzsun. yerine Sorumsuz davranışların beni çok üzüyor. Adam olmazsın. yerine İyi bir insan olman beni çok mutlu beder. İyi bir insan olamazsan çok üzülürüm. Başarılı olman ben sevindirir. Niçin dediğimi yapmıyorsun? yerine Ödevlerini yapmadığın zaman üzülüyorum. Dediklerimi yapmandan çok hoşlanıyorum. Çalışmıyorsun. yerine Çalışman için ne yapabilirim? İsteklerimizi ifade ederken, yapması gereken işin gerekçesini anlatmak ve duygularımızı belirtmek karşımızdakini daha çok etkileyebilir. Bunun için, çocuğun davranışını değiştirmesini isteyen anne baba, o davranışın etkilerini kendisine açıkça söylemelidir. Örneğin isteklerimizi şöyle ifade edebiliriz Rukiye oturma odasında oynaman beni rahatsız ediyor; çünkü ortalık darmadağın oluyor. Sabah kahvaltısında ailece bir araya gelmemiz bizi çok memnun ediyor. Televizyonun sesi çok yüksek olunca rahatsız oluyorum Kirli elbiselerinle eve girmen canımı sıkıyor ve kızıyorum. Çünkü temizlik yaparken çok yoruluyorum. Okuldan eve geç gelince seni merak ediyorum. Bütün açıklama ve güzel sözümüze rağmen çocuk aksilik yapmaya devam edebilir. Burada kararlılığımızı göstermemiz gerekmektedir hatta acil durumlarda doğrudan müdahale bile edebiliriz. Örneğin, çocuğunuzun elbiselerini oraya buraya atması sizi sinirlendiriyorsa, “sinirleniyorum” diyebilirsiniz. Ama altı yaşındaki çocuğunuz sivri uçlu bıçağı küçük bebeğin yanına kadar getirmişse, o zaman kibarca, “biraz endişelendim” demek yerine, hemen bıçağı alıp ve kararlı bir ses tonuyla “Bıçağı kardeşinin yanında görünce onun kendisinden korktum, bıçağı alıp bir tarafını kesebilirdi.” Diyebilirsiniz. Kaynak Ailede Ahlak Eğitimi / Mehmet Zeki Aydın Evren, bir isteğe ya da gönülden içtenlikle gelen bir dileğe kesinlikle kayıtsız kalmıyor. Kozmik sistemde var olan İstek Yasası’na göre, saf isteğin tezahürü, istenilen nesneyi ya da insanı istek sahibine çeker! Gerçekleşme süresi bazen uzasa da evren, bu isteğe mutlaka yanıt verir. Peki, gerçekten ihtiyacın ötesinde bir şey mi istiyorsunuz? Ya gerçekleşmezse’ diye bir korku duyuyor musunuz? Bunlara, evet diyorsanız, evrendeki İstek Yasası’ işlemez hale geliyor. Parayı insanca yaşayabilecek kadar, evi barınabilmek için isteyebilirsiniz. Evrensel cazibe yasası gereği, ihtiyaç duyan ve duyulan birbirine çekilir. AYLA ÖNDERonderayla Evren, bir isteğe ya da gönülden içtenlikle gelen bir dileğe kesinlikle kayıtsız kalmıyor. Kozmik sistemde var olan İstek Yasası’na göre, saf isteğin tezahürü, istenilen nesneyi ya da insanı istek sahibine çeker! Gerçekleşme süresi bazen uzasa da evren, bu isteğe mutlaka yanıt verir. Peki, gerçekten ihtiyacın ötesinde bir şey mi istiyorsunuz? Ya gerçekleşmezse’ diye bir korku duyuyor musunuz? Bunlara, evet diyorsanız, evrendeki İstek Yasası’ işlemez hale geliyor. Parayı insanca yaşayabilecek kadar, evi barınabilmek için isteyebilirsiniz. Evrensel cazibe yasası gereği, ihtiyaç duyan ve duyulan birbirine çekilir. Psikolog Derya Öztürk İstek Yasası’ hakkında her şeye yanıt veriyor. Söylediklerine kulak verin. Bir psikolog olarak “bilgelik ışığı” dediğiniz şey ne? Bilgelik ışığından kastettiğim şey, insanın kendisini tanıması ve kendinin farkında olmasıdır. İnsanlar pek çok şeyi farkında olmadan yapıyorlar ve bunlar zihinde birtakım kalıplara, inançlara ve hatta alışkanlıklara dönüşüyor. Bu kalıplardan bazıları yaşamımızı kolaylaştıran bazıları da zorlaştıran kalıplar. Geçmişte yaşadığımız deneyimlere bağlı olarak kendimizle ilgili pek çok olumlu ya da olumsuz inançlar ve alışkanlıklar geliştiririz. Bilgelik, kişinin kendisi hakkında fikir sahibi olması, kendini keşfetmesi ve aslında neyi, neden yaptığını bilmesidir. Bir şeye sahip olmak istiyorsak, ona gerçekten ihtiyaç duymamızın kıymeti nedir evrende? Evren bize daima istediğimiz ve ihtiyacımız olan şeyleri verir. Önemli olan, ne istediğimizi tam olarak bilmek ve bunu ifade etmektir. Ben zenginlik isteyen ama bilinçaltında zenginlikten ve getireceği sorunlardan korkan insanlarla çalıştım. Evlenmek ve mutlu bir yuvaya sahip olmak istediğini söyleyen ama bilinçaltında özgürlüğünü kaybetmekten korkan insanlarla karşılaştım. Bunlar sadece birkaç örnek. Önemli olan ne istediğimiz tam olarak bilmek ve bununla ilgili içsel çatışmalarımızdan kurtulmak. “İstek Yasası”nın anlamı ne? Evrende benzer benzeri çeker’ yasası işliyor. Bunun anlamı, içinizdeki ne ise dışınızdakinin o olması. Bu, çekim yasasıdır. Korkarsanız korkuyu, mutsuzsanız mutsuzluğu, başarısızsanız başarısızlığı, hastaysanız hastalığı kendinize çekersiniz. Değişim daima içte başlar. İçimizdeki karmaşalar, sorunlar ve çatışmalar devam ettiği sürece dış koşullarımızı değiştirmek pek mümkün değil. Sebep-sonuç yasası işlemekte. Sebep değişmeden sonuç değişmez. Eğer bir sorunumuz varsa ve bundan kalıcı olarak kurtulmak istiyorsak, sebebi yani kendi içimizi değiştirmemiz gerekir. “Saf isteğin tezahürü istenilen nes-ne-yi ya da insanı istek sahibine çeker” diyorsunuz. Bu tezahürün sırrı nedir? İstediğimiz şeyi şimdi sahipmişiz gibi düşünebilir ve hissedebilirsek isteklerimiz o kadar çabuk gerçekleşiyor. Bir de, isteklerimiz yalnızca bizimle alakalı olmalı ve herkes kendisi için bir şey istemeli. Başka kişilerin özgür iradelerine müdahale etmemeli. İsteklerimiz, dileklerimiz daima yalnızca bizi kapsamalı. İsteklerimizi ve dileklerimizi ifade ederken daima nihai hedefimizi istemeliyiz. Evreni sınırlamamak gerek. Biz, arzu ettiğimiz şeylerin ille de istediğimiz şekilde gerçekleşmesini dileriz. Zihnimizin kalıpları, filtreleri isteklerimiz ancak o şekilde gerçekleştiğinde mutlu olacağımıza inanıyor olabilir. Ama bu, evreni sınırlamaktır. Ve evren bize daima hakkımızda en hayırlı olanı verir. Zihnimizle, zihnimizin kalıpları ile istemek “saf istek” değildir. Bizler, saf kalple nihai hedefimize odaklanmalı ve özgür iradeye say-gı-lı olmalıyız isteklerimiz konusunda. Bir dilekte bulunurken neye dikkat etmeliyiz?Ne kadar az beklenti içine girersek ve gerçekleşeceğinden ne kadar az şüphe edersek isteklerimiz o kadar çabuk gerçekleşiyor. Dileklerimizle aramızdaki tek engel yine kendimiz ve beklentilerimiz. Dilememiz ve evrene teslim etmemiz gerekir. Tabiî ki bunun öncesinde, bunu gerçekten istediğimiz konusunda emin olmalı, içsel bir çatışma var mı yok mu, bunlar konusunda emin olmalıyız. Duygusal bir kayıtla yaşayan, bunu zihinlerinde taşıyan insanların bundan sıyrılması için en hızlı yöntem nedir? Uygulanan bir teknik var mı?Kullandığımız en etkili tekniklerden biri EFT’dir. Duygusal özgürleşme teknikleri dünyada kullanılan en yeni terapi tekniklerinde biri. Kişilerin bilinçaltındaki olumsuz kayıtları temizlemekte kullandığımız etkili bir yöntem. EFT tekniği, Amerikan Psikiyatristler Derneği tarafından onaylanmış ve olumsuz duygulardan arınmada % 85-97 arası etkili bulunmuş bir teknik. Aşık bir kadının bu aşk acısından kurtulması EFT tekniği ile 3-5 dakikada mümkün. Aslında hayatımızı duygularımız ve inançlarımız yönlendiriyor. Olumsuz duygular, mutsuzluğumuzun, sağlık sorunlarımızın ya da başarısızlıklarımızın en önemli sebebi. Kızgınlık, öfke, nefret, korku, endişe, sıkıntı, kıskançlık, utanç ve pişmanlık gibi pek çok sorun, olumsuzlukları yaşamamıza neden oluyor ve bizleri mutsuz ve hasta ediyor. Beş günde depresyondan kurtulmak mümkün mü?Depresyonun kökeninde geçmişi unutamamak yatıyor. Geçmişteki nefretler, kırgınlıklar, pişmanlıklar ve suçluluk duyguları depresyona girmemize ve mutsuz olmamıza neden oluyor. Kullandığımız teknikler bunların bilinçaltından silinmesine ve yeni bakış açıları kazanmamıza yardım eden teknikler. Kişisel tarihi değiştirmek, bizleri mutsuz ve hasta eden bu duygusal yüklerden kısa sürede kurtulmak günümüzün yeni teknolojisiyle artık çok kolay. Yeter ki insanlar artık mutsuzluktan, acıdan kurtulmak istesinler ve bu konuda kararlı olsunlar. Ve 5 gün gibi kısa sürede bunlardan kurtulmak mümkündür. Yeni kuşak acı çekmekten korkuyor. Peki nasıl deneyim kazanacak? Aslında sadece yeni kuşak acı çekmekten korkmuyor, bilinçaltında herkes acı çekmekten korkuyor. Yaşamımızı 2 temel güdü yönetiyor. Bunlardan birisi acıdan kaçmak, diğeri hazza gitmek. İnsanların davranışlarını, kararlarını ve bunlara bağlı olarak yaşamlarını belirleyen en önemli ve derin programlar bunlar. İnsanlar acıdan kaçmadıklarında ya da haz peşinde koşmadıklarında yaşam çok daha dengeli, dingin, mutlu ve sağlıklı gelişiyor. En derin korkulardan birisi acı çekme korkusu. Kişi bu korkusundan özgürleştiğinde yaşama daha farklı bir gözle bakıyor ve kişisel olarak gelişme kaydediyor. Aslında insanları geliştiren, eğiten ve olgunlaştıran yaşadıkları acılar. Fakat acı; durumlara, koşullara ve olaylara direndiğimizde giderek artan bir şeydir. Kişisel görüşüm, insanlar evrensel yasaları öğrendiklerinde, bunlarla uyum içinde yaşadıklarında, egolarını fark edip ruhsal gelişime önem verdiklerinde acıdan kaçmak için bir neden kalmayacak. Ve bu da yaşamlarına çok daha fazla mutluluk ve huzur getirecektir. ilgili konular İçindekiler1 Araçlarda seyahat ederken nelere dikkat etmeliyiz?2 Özel araçla seyahat ediyorsak ne yapmalıyım?3 Seyahat ederken tercihleriniz nelerdir?4 Özel araçlarda yolculuk ederken nelere dikkat etmeliyiz 1 sınıf?5 Uzun yola çıkmadan önce neler yapılmalı?6 Özel araca izin belgesi şart mı?7 Özel arabayla şehirler arası yolculuk serbest mi?Araçlarda seyahat ederken nelere dikkat etmeliyiz?Arabayı siz kullanacaksanız konsantrasyonunuzun yerinde olması oldukça önemlidir. Yola çıkmadan önce uykunuzu tam almış olmalısınız. Dikkatsiz ve uykusuz şekilde araba kullanırsanız sevdiklerinizin hayatını tehlikeye atabilirsiniz. Uzun süre araç kullanmak dikkat dağınıklığına ve yorgunluğa neden araçla seyahat ediyorsak ne yapmalıyım?Genelgede belirtilen zorunlu hallerin varlığı durumunda, vatandaşların durumların belgelendirmek kaydıyla e-Devlet üzerinden İçişleri Bakanlığına ait e-Başvuru ve Alo 199 sistemlerinden, valilik veya kaymakamlık bünyesindeki Seyahat İzin Kurullarından izin almak kaydıyla özel araçlarıyla da seyahat edebilecekleri …Seyahat ederken tercihleriniz nelerdir?Seyahat Ederken Bunlara Dikkat EdinSeyahat Rotası ve Doğru Seyahat Malzemeleri Araçları Can Güvenliği – Gasp ve Soyulma Olaylarına Dikkat Yaptırmayı Asla 8, 2014Özel araçlarda yolculuk ederken nelere dikkat etmeliyiz 1 sınıf?– Otomobile bindiğimiz zaman emniyet kemerini kullanmalıyız. – Araçların camından başımızı ya da kolumuzu çıkarmamalıyız. – Araç hareket ederken şoförü meşgul etmemeliyiz. Bu kurallara uyduğumuz taktirde güvenli şekilde gitmek istediğimiz yere yola çıkmadan önce neler yapılmalı?Uzun Yola Çıkmadan Mutlaka Dikkat Edilmesi GerekenlerMotor yağı kontrolüSoğutma suyu kontrolüCam suyu kontrolüFren ve fren sistemi kontrolüRot ve balans ayarının kontrol ve hava basıncı kontrolüYağ sızıntısı kontrolüÖzel araca izin belgesi şart mı?Uçak, tren, otobüs gibi toplu taşıma arası kullanacaklar sokağa çıkma yasağında izinsiz seyahat edecekler. Özel araçla zorunlu hallerin varlığı durumunda vatandaşların bu durumu belgelendirmek kaydıyla seyahat belgesi alması arabayla şehirler arası yolculuk serbest mi?özel veya resmi araçlarla yapacakları şehirler arası seyahatlerine, kurum kimlik kartı ve görevlendirme belgesini ibraz etmeleri kaydıyla izin verilecektir.

isteklerimizi ifade ederken nelere dikkat etmeliyiz