SökeDoğanbey Köyü. Adres: Milas-Söke yolu üzerinden Yeni Doğan köyüne doğru ilerleyin. Yeni Doğanı geçtikten bir kaç kilometre sonra sağa Akçakonak istikametine dönün. Akçakonak yolu üzerinden dümdüz ilerleyin Güllübahçe Kapak,Güllübahçe ve Güllübahçe Turun'u geçin istikameti bozmadan düzce ilerleyin.
Söke Gezi Rehberi. Söke Nerede. Söke, Aydın ilinin batısındaki ve Ege Denizine kıyısı olan şirin bir Ege Bölgesi ilçesidir. Bol otelli lüks bir tatil bölgesi değildir ancak Didim gibi tatil noktalarına çok yakın olduğu için tatil havasını yoğun bir biçimde hissettirir. Söke’de gezilip görülecek çok yer var ve Söke
Ege ve Akdeniz'in birleştiği Türkiye'nin en güney batı noktası, nemi hissetmediğiniz, püfür püfür rüzgar esen ve sizi bunaltmayan süper bir iklime sahip Datça. Ufak bir not, İstanbul'da yağmur yağınca Datça'da rüzgar çıkarmış diye okumuştum bir yerlerde.. Datça'da kaldığımızın ikinci günü telefonda İstanbul'da
Eski Doğanbey Köyü M.Ö. 7.yy’dan günümüze uzanan bir geçmişe sahiptir. Yakın çevresinde; eski gümrük binalarının olduğu Karina, antik yerleşim Tebai ve Lade Adası bulunmaktadır.
Eski Doğanbey Köyü, Dilek Yarımadası – Büyük Menderes Deltası Milli Parkı içinde yer alan köy M.Ö 7. yüzyıldan günümüze uzanan bir tarihe sahip. 1924’e kadar Rumların yaşadığı eski adı Domatia olan Doğanbey Köyü, eski bir Rum köy. 1924 mübadelesinde Rumlar köyü terk etmiş, Selanik göçmenleri gelmiş ve 1985
cAHTek. 28 Nisan Pazar Günübirlik Domatia, Karina, Şirince, Turu Fırsatı! Dilek yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli Parkı içinde yer alan Domatia Doğanbey Rum Köyü hafta sonu için keyifli bir rota! Karina sahili ve Şirince köyü ile sizde harika bir tur keyfi yaşayacaksınız. Servis Hareket Noktaları ve Kalkış Saatleri opet karşısı 0630 Üç yol , Kamil koç yazıhanesi0645 Şirinyer Nato kavşağı Gürmar market önü0700 Karşıyaka vapur iskelesi karşısı 0720 Bornova ege ünüversitesi acil kapısı 0740 Tur Programı Sabah saat 0630’dan itibaren belirtilen duraklardan misafirlerimizi alarak Uygun bir tesiste kahvaltı molası verdikten sonra Eski adı Domatia köyü olan, günümüze uzanan bir geçmişe sahip olan Eski Doğanbey Köyü'ne gidiyoruz. Yakın çevresinde eski gümrük binalarının olduğu Karina; antik yerleşim Tebai ve Lade Adası bulunmaktadır. Domatialılar’ın, Samos'tan Sisam, Sakız Adası'ndan, Oniki Ada'dan ve Kıbrıs'tan geldikleri bilinir. Eskiden evler büyük bir ormanın içerisinde birbirinden ayrı, her biri büyük avlulara sahip oda şeklinde inşa edilirmiş ve bu nedenle odalara Rumca’da Domatia denmiştir. Yerleşim biraz daha gelişip köy meydana geldiğinde bu isim, aynı zamanda köyün ismi olmuştur. Sırtını Dilek dağına Samsun dağı yaslamış bu eski Rum Köyü’nün deniz manzaralı, Arnavut kaldırımlı dar sokaklarında sessizce dolaşıp fotoğraf çekimi yaptıktan sonra Domatia 'ya 6 km uzaklıktaki, Karina sahilinde bulunan meşhur balık lokantasında balıklarımızı yiyoruz. Bu bölge, Büyük Menderes Irmağı’nın, Ege Denizi’ne kavuştuğu yerde oluşmuş ilginç bir coğrafi oluşumdur ve Dilek Yarımadasının gidilebilecek en uç noktasıdır. Yunan Adası Sisam 'a çok yakın olduğu için Jandarma koruması altındadır. Bu keyifli yemeğin ardından yolumuza devam ediyoruz ve Şirınce'ye ulaşıyoruz . Dağdaki Efes olarak bilinen Nişanyan evleriyle meşhur eski Türk ve Rum evlerinin arasında dolaşıyoruz, dilersek şarap alışverişimizi yapıyoruz . Şirince gezimizin ardından turumuzun sonuna geliyor ve geri dönüş yolculuğuna başlıyoruz. İZMİR’e varışımızın ardından, bir dahaki organizasyonunda buluşmak üzere vedalaşıyoruz. Tura Dahil Olanlar Ulaşım Rehberlik Programda belirtilen Çevre gezileri Tura Dahil Olmayanlar Sabah kahvaltısı Öğle yemeği Müze ve ören yeri giriş ücretleri Tur esnasında harcanan ekstralar DetaylarFırsatın Son Kullanma Tarihi İşletmeden perakende satış fişinizi veya faturanızı almayı unutmayınız. Satınalma işlemi tamamlandıktan sonra fırsat kodunuz ve rezervasyon telefon bilgileri tarafınıza mail ve sms yoluyla ulaştırılacaktır. Dilediğiniz kadar kupon satın alabilir ve sevdiklerinize hediye edebilirsiniz. Detaylı Bilgi için 0 537 419 54 07 nolu telefonu 0900- 2300 arası arayabilirsiniz. 0 - 6 Yaş Çocuklar ücretsizdir. Rezervasyon sırasında da çocuk sayısı belirtilmelidir. İşletmeden perakende satış fişinizi veya faturanızı almayı unutmayınız. Satınalma işlemi tamamlandıktan sonra fırsat kodunuz ve rezervasyon telefon bilgileri tarafınıza mail ve sms yoluyla ulaştırılacaktır. Dilediğiniz kadar kupon satın alabilir ve sevdiklerinize hediye edebilirsiniz. Detaylı Bilgi için 0 537 419 54 07 nolu telefonu 0900- 2300 arası arayabilirsiniz. 0 - 6 Yaş Çocuklar ücretsizdir. Rezervasyon sırasında da çocuk sayısı belirtilmelidir.
Kendine has mistik tadı ile Domatia Rum Köyü, Karina ve Şirince Turu… Program Siz misafirlerimizi aldıktan sonra Domatia Rum Köyü’ne ve Şirince Köyü’ne gitmek üzere yola çıkıyoruz. Eski adı Domatia köyü olan eski Doğanbey Köyü günümüze uzanan bir geçmişe sahiptir. Yakın çevresinde eski gümrük binalarının olduğu Karina, antik yerleşim Tebai ve Lade Adası bulunmaktadır. Domatialılar’ın, Samos’tan Sisam, Sakız Adası’ndan, Oniki Ada’dan ve Kıbrıs’tan geldikleri bilinir. Eskiden evler büyük bir ormanın içerisinde birbirinden ayrı, her biri büyük avlulara sahip oda şeklinde inşaa edilirmiş ve bu odalara Rumca’da Domatia denmiştir. Yerleşim biraz daha gelişip köy meydana geldiğinde bu isim, aynı zamanda köyün ismi olmuştur. Sırtını Dilek dağınaSamsun dağı yaslamış Bu eski Rum Köyü’nün deniz manzaralı, Arnavut kaldırımlı dar sokaklarında sessizce dolaşıp fotoğraf çekimi yaptıktan sonra Domatia ya 6 km uzaklıktaki, Karina sahilinde bulunan meşhur balık lokantasında balıklarımızı yiyoruz. Bu bölge, Büyük Menderes Irmağı’nın, Ege Denizi’ne kavuştuğu yerde oluşmuş ilginç bir coğrafi oluşumdur ve Dilek yarımadasının gidilebilecek en uç noktasıdır. Bundan sonrası Yunan Adası Sisam a çok yakın olduğu için Jandarma koruması altındadır. Keyifli bir yemeğin ardından yolumuza devam ediyoruz ve Şirınce’ye ulaşıyoruz. Dağdaki Efes olarak bilinen Nişanyan evleriyle meşhur eski Türk ve Rum evlerinin arasında dolaşıyoruz, dilersek şarap alışverişimizi yapıyoruz. Şirince gezimizin ardından turumuzun sonuna geliyor ve geri dönüş yolculuğuna başlıyoruz. İzmir’e varışımızın ardından, bir dahaki Fides Travel organizasyonunda buluşmak üzere vedalaşıyoruz
Şirince Domatia Karina TuruHAREKET NOKTALARI 0630 Mavi Bahçe 0645 Bostanlı İskele 0650 Karşıyaka Anıt 0655 Bayraklı Üsgeçit 0700 Bornova Ege Üniversitesi Hastanesi Önü 0710 Lozan Atatürk Lisesi 0720 Hatay Üçyol Otobüs Durağı Önü 0730 Üçkuyular Ziraat Bankası Önü 0745 Gaziemir Migros Önü TUR PROGRAMI; Sabah sizin için belirlediğimiz hareket noktalarımızdan değerli misafirlerimizi aldıktan sonra Rehberimiz eşliğinde turumuza başlıyoruz. Yolda uygun bir yerde alacağımız sabah kahvaltısının ekstra ardından turumuza Söke üzerinden geçerek devam ediyoruz. İlk ziyaret noktamız Geçmişi 7. yüzyıla kadar uzanan 1924 yılındaki mübadeleye kadar, Rum halkının yaşam alanı olan Domatia Rum Köyü. Bir dönem kaderine terk edilen Eski Doğanbey köyü, bugün Rum ve Türk mimarisinin eşsiz örneklerinin sergilendiği bir Açıkhava müzesi hissi uyandırıyor. Rehberimizin bilgilendirmeleriyle gezintimizi yaparken, köydeki eski Rum evlerinin aslına sadık bir şekilde restore edildiğini ve tarihi dokusunu gözlemliyoruz. Taş evlerin arasında geziyor, bol bol fotoğraflar çektirip, keyifli anlar geçiriyoruz. Domatia gezimizi tamamladıktan sonra aracımızla buluşup Karina’ ya geçiyoruz. Büyük Menderes coğrafyasının doğal güzelliğinden nasibini alan Karina, 1900’lü yılların ticaret limanı olarak bilinir. Dilek Yarımdası’ nın gidebileceğiniz en uç noktası olan Karina’ nın bundan sonrası Yunan adası Sisam’a çok yakın olduğu için jandarmanın koruması altındadır. Geçireceğimiz keyifli dakikalar ve yemek molası sonrası buradan ayrılıp Söke, Ortaklar üzerinden Şirince’ ye geçiyoruz. Bu şirin köyün sokaklarında gezip alış- veriş molamız sonrası dönüş yolculuğumuza başlıyoruz. Uygun saatlerde İzmir’ e ulaşıp bir başka GEZENTİ TURİZM organizasyonunda buluşmak dileğiyle sizlerden ayrılıyoruz.
Hayatın aceleci ritminden, kalabalıktan ve yüksek sesten izole, kendi kendine rafine bir hayat yaratanların köyü Doğanbey! Arnavut kaldırımlı sokaklarında yürürken burayı memleketin en ütopik yeri ilan edebilir ve gezdiği yerden etkilenip gelecek hayallerine eklemek isteyen herkes gibi "keşke burada bir evim olsa" söyleyelim; Doğanbey öyle köklü gelenekleri olup da günümüzle harmanlamış, boşluk arsaları gelişigüzel binalarla doldurup popülerliğe kaymış köylerden değil. Köyde güzelliğine iç geçirten her ev, sahiplerinin özenle restore ettiği birer emek abidesi. Burası eski bir Rum Köyü ve dili olsa da maziyi anlatsa' dedirtecek kadar da zengin bir tarihin şahidi!Eski Doğanbey Köyü TarihiBilinen en eski tarihi 7 yüzyıla dayanan Doğanbey Köyü'nde tüm mimari Rumlardan kalma. Köyden aşağıya doğru uzanan vadinin yeşilliği, ufukta tondan tona giren denizin mavisi ve dağlardan gelen içilebilir kaynak suyunun kattığı güzellikse tamamen doğanın hediyesi. Adının Doğanbey olması ise ne bir paşadan ne de bir kahramandan hatıra. Köyün bilinen ilk ismi, evlerin mimarisinden esinlenerek konulan Rumca da Odalar' manasındaki Domatia. Bu ismin okunuşu daha sonraları Doğanbey'e çevrilmiş ve adının Rum kökeni de aslında biraz Osmanlıya Ege'deki adaların ihtiyaçlarını temin etmek için 19. yüzyılda II. Abdülhamit'in fermanıyla kurulmuş. Yakındaki Sisam, Kıbrıs, Girit gibi yerlerden getirilen Rumlarla hane sayısı 300'ü aşan bir yerleşim oluşturulmuş. Lakin bu köy I. Dünya Savaşı'nda Türk köylerine saldıran Yunan çetelerini korur hale gelmiş. Ege efeleri de bu duruma kayıtsız kalmamış ve şimdi rüzgardan başka bir şeyin ses etmediği köy kanlı çatışmalar görmüş geçirmiş. Ordumuzun İzmir'e girmesiyle de buradaki Rum ailelerin çoğu köyü terk bu kısmından sonra sıra nüfus mübadelesine geliyor. 1924'deki bu büyük göçte Selanik ve Balkanlardan gelen Türkler, ardından da Kürtler boş kalan bu evlere yerleştirilmiş. Fakat arazinin verimsiz ve rüzgarlı oluşu, ayrıca hızla çoğalan nüfusun buraya sığmamasıyla köyün sakinleri 1980'lerin sonunda devletin de teşvikiyle yer değiştirmiş. İşte Doğanbey'in ikiye ayrılıp Rum Köyü olanına eski, Türklerin sonradan kurduğuna da Yeni Doğanbey denmesinin sebebi bu. Yeni kurulan Doğanbey eski köyün 2 km aşağısında bir düzlükte oturmadıkları ve geneli harabeyken sattıkları evlerin çoğunu kentte çalışan beyaz yakalılarla sanatçıların da aralarında bulunduğu aydın bir kesim almış. Mülklerin restorasyonundan sokaklardaki yağmur oluklarına, yollara ve ağaçlandırıp çiçeklendirmeye kadar da ne masraf varsa kendileri Köyü'nün çağın hiçbir diretmesiyle ilgisi yok. Arsa rantı, otel olsun hayali, turist gelsin derdi, ticaret gelişsin mantığı bu köy için geçerli değil. Sokaklarda gezerken evlerin duvarlarına asılmış sessizliğe saygıya davet eden uyarılar da bunun göstergesi. Bazen açık bir pencereden Vivaldi ya da rock duyabiliyor, bir selamlaşmayla dostça bir muhabbetin tarafı da olabiliyorsunuz. Doğanbey halkında iyi ve duyarlı insan enerjisi var. Bunu her köşe başında göreceğiniz kedi ve köpek mama kaplarından anlıyor, mütevazi yaşamlarını da oldukça egosuz buluyorsunuz. Köyde göreceğiniz taş evlerin mimarisinden eminiz ki çok etkileneceksiniz. Bu evlerin hepsi SİT alanı ve aslına uygun restorasyon dışında başka bir şeye dönüşmesine izin verilmiyor. Köyün sadece tarihi dokusu değil, bahçe peyzajlarındaki özeni, rengarenk çiçekler ve meyve ağaçlarıyla bezeli çevresi de bu dokunun çok özel olduğunu hissettiriyor. Sakinlerin özel yaşamlarına müdahale olmadığı takdirde sokakların, evlerin resimlerini çekebiliyor, filtresiz ve spontane çekimlerde bile sanat eserlerine imza 1890'larda Rumların hastane amaçlı yaptığı ve sonra da ilkokul olarak kullandığı iki katlı bina Mimar M. Fikri Aktan tarafından restore edilmiş. Ardından da köyün sakinlerinden olan Orman Mühendisi Nevzat Bey tarafından Dilek Yarımadası Milli Parkı Tanıtım Merkezi'ne dönüştürülmüş. Ücretsiz girilen bu müzeyi gezerek bölgenin coğrafyası, bitkisi, hayvanı ve nicesi hakkında bilgilenebilirsiniz. Ayrıca ülkemizin Osmanlı kıyafetlerinin sergilendiği 2. büyük müzesi de Doğanbey'de Emel Hanım'ın evinde…Sokak gezinizden sonra soluklanmak isterseniz köyde oturabileceğiniz tek bir kafe ve az sayıda konaklama noktası var. Ama sokaklar yetmeyip daha da yürümek isterseniz Dilek Yarımadası Milli Parkı içerisinde doğa senfonileriyle dolu uzun bir rota için köydeki rehberlerden destek alabiliyorsunuz. Eski Doğanbey Köyü Nerede, Nasıl Gidiliyor?Kuşadası gezilecek yerler arasında başı çeken Dilek Yarımadası – Büyük Menderes Deltası Milli Parkı sınırlarındaki Doğanbey Köyü, Aydın'ın Söke ilçesine bağlı. Köyün Söke'ye mesafesi ise yaklaşık 30 km. Didim – Milas karayolu üzerinde ilerlerken Priene Antik Kenti ve Eski Doğanbey Köyü tabelalarını göreceksiniz. Güllübahçe'yi geçip Doğanbey köyüne saparsanız kısa sürede köyün taş evlerine varacaksınız. Eski Doğanbey Köyü Civarında Neler Yapabilirsiniz?Eski Doğanbey'den çıkıp Yeni Doğanbey köyüne devam ettiğinizde Karina kıyısında balık yiyebileceğiniz mütevazi mekanlar bulacaksınız. Burası aynı zamanda Dilek Yarımadası'nın en uçtaki noktası. Yemekten sonra da araçla 5 dakika mesafedeki Güllübahçe Köyü'ne gidebilir, burası da eski bir Rum kasabası olduğundan içindeki Aziz Nikolaos Kilisesi'ni gezebilirsiniz. Burası henüz Doğanbey kadar bilinmiyor. Bu köyde konaklamak isterseniz, Gelebeç Mahallesi'nde eski bir Rum evi hem restoran hem de pansiyon olarak işletiliyor. Güllübahçe'yi biraz geçtiğinizde karşınıza çıkan, eskiden bir liman şimdi ise bir ova olan Priene Antik Kenti'nde tarihe bir yolculuk yapabilirsiniz. Burası 2000'li yıllarda kurulmuş. Antik kentte göreceğiniz antik tiyatro, tapınak gibi yapıların çoğu da 4000'lerden Nerede Kalınır?Sakinliği ve huzurlu yapısı sayesinde dinlendirici bir tatilin adresi olan Söke'de konaklama seçenekleri geniş seçeneklere sahip. Daha çok butik işletmelerin yer aldığını göz önünde bulundurursanız, sıcak ve samimi bir ortamda hizmet almanız kaçınılmaz. Dilerseniz şimdi gelin sizler için seçtiğimiz birkaç Söke oteline beraber bakalım; Daha fazla Söke otel seçeneği için;
İşte canım memleketimin cennetten bir parçası… İzmir, Aydın çevresinde yaşayanlar için alternatif bir pazar günü aktivitesi, hem gezmeli tozmalı, hem de yemek yemeli. Baharda kendini çayıra çimene atmak isteyenlere göre…Dilek Yarımadası, Aydın’nın batısında yer alan bölüm. Buranın resmi adı “Dilek yarımadası – Büyük Menderes Deltası Milli Parkı“. Kuşadası’nda tatil yapmış bir çok kişi bu yarımadanın denize girilebilen Güzelçamlı tarafını bilir. Zira Kuşadasının en güzel denizi milli parktadır. Bugün bahsedeceğim yer ise denize girdiğimiz yerin arka tarafı, yani dağın diğer YarımadasıHaritada yürüyüş ikonu ile gösterilen bölüm Doğanbey köyü. Yüzme ikonu ise yazın severek yüzdüğümüz bölümü gösteriyor. Arada Mykale Dağları var, modern ismiyle “Dilek Dağı” veya “Samsun Dağları“. Yürüyüş ikonu boşa değil, gerçekten de bir trekking parkuru var burada. İster Güzelçamlı tarafından girip Kanyon adlı bir girişi var dağı aşıp Doğanbey köyüne inin, ister tam tersini Dağlarına doğru yürüyüşün başlangıç noktalarından biriDoğanbey köyü Eski Doğanbey ve Yeni Doğanbey olarak 2’ye ayrılıyor. Gezilesi olan yer eski olanı, Domatia olarak da geçiyor köyün ismi. Burası eski bir Rum yerleşkesi, yine bir mübadele kurbanı. Rumlar burayı terkederken güzelim taş evlerini tahrip edip gitmişler. Tahrip olmuş binalar, dağlık yapısı, tarım alanına uzaklığı ve rüzar almasından ötürü yeni gelen Türkler buraya yerleşmek yerine Yeni Doğanbey’i yani Eski Doğanbey’deki Rum evleri aslına sadık kalmak koşulu ile restore edilmiş. Burası zamanla tarihi dokuyu korumayı amaçlamış, doğasever zenginlerin yaşadığı bir köy haline gelmiş. Sırtını dağa yaslamış mimari harikası taş evler aynı zamanda deniz manzaralı. Sokaklar arnavut kadırımlı, bahçeler Doğanbey’e girişDomatia’dan deniz manzarasıEski Doğanbey sokaklarıEvleriKedileriKedileriVe cumbaları…Bir çok fotoğraf topluluğunun da gezi düzenlediği bir yer burası. Estetik kompozisyonlar oluşturmaya da bir dere geçiyor köyün, yağışlı zamanlarda akan bu dere de ayrı bir güzellik ortadan 2’ye ayıran derecikKöyün girişindeki taş bina “Dilek Yarımadası – Büyük Menderes Deltası Milli Parkı Ziyaretçi-Tanıtım Merkezi“. Burası 1890’larda hastane amaçlı yapılan ve daha sonra ilkokul, karakol gibi işlevleri yüklenen ve sonunda restore edilmiş bir yapı. İçini gezip bu bölgede yetişen bitkileri ve bölgede yaşayan hayvan türlerinin doldurulmuş hallerini görebilirsiniz. Bir yerel rehber de size bilgi Doğanbey’de taş evler arasında gezin, kapıların önünde romantik fotoğraflar çektirin, dere kenarına inin, çiçek toplayın, tanıtım merkezini ziyaret edin vs… Ama sonrasında kendinizi acıkmaya Eski Doğanbey’den deniz kenarına inip 6 km daha ilerleyince Karina Balık Restonanına ulaşacaksınız. Restoran her kilometrede oklarla gösteriliyor. Restoranın olduğu yere, yani deniz kenarında ulaşacağınız son noktaya Karina deniliyor. Burası Dilek Yarımdası’nın gidebileceğiniz en uç noktası. Bundan sonrası Yunan adası Sisam’a çok yakın olduğu için jandarmanın koruması kenarında yine güzel fotoğraf kareleri yakalayabilirsiniz. Sığ bir su var, tekneler bağlanmış,, ördekler yüzüyor vs…Tripodunu kapan gelmişRestorana gelirsek, mezeleri ve kalamarı fena değil ama balığı gerçekten çok lezzeti. Hakiki deniz balığı olmasından mıdır, pişirilme yönteminden midir, ortamından mıdır siz karar verin 🙂 Fiyatları normal, ne çok pahalı ne de ucuz. Salaş bir mekan ama çok keyifli. Bahçesindeki maymunla da oynayın mutlaka. Fındığa fıstığa bayılıyormuş kerata!Keyifler kekaMaymuna selam vermeden geçmeyin!Bu gezi bir cumartesi veya pazar öğleden sonrası için uygun bir rota. Doğaya olan düşkünlüğünüze göre Eski Doğanbey’de 1-2 saat zaman geçirebilirsiniz. Alışveriş ortamı yok, sadece çevre gezisi. Orada geçireceğiniz 1-2 saatin sonunda acıkmış olun ki afiyetle yiyebilesiniz. Bir de yemek gün batımına denk gelirse değmesinler keyfinize!Ulaşıma gelirsek, Söke’den Didim-Milas-Bodrum karayoluna çıkıp ilerlerken bir kaç kilometre sonra Priene ile Eski Doğanbey’i gösteren tabelaları göreceksiniz ve bu yola sapıp devam ettiğinizde Güllübahçe’ye geçince Didim-Prine sapağına geleceksiniz. Didim’i işaret eden yolu Didim eski karayolu takip edeceksiniz ve Atburgazı’nı geçip Tuzburgazı-Doğanbey’i gösteren tabelalardan saparak devam ettiğinizde Tuzburgazı’nın içinde bulunan Doğanbey tabelasını ulaşım Bu arada zamanınız varsa yol üzerinde uğramanızı tavsiye edeceğim güzel yerler var. Güllübahçe beldesi mübadele öncesinde Türklerin ve Rumların ortak yaşadığı bir kasabaymış ve bu kasabanın tepe noktası eskiden Gelebeç olarak adlandırılmış. Gelebeç mevkiindeki Rumlar Aziz Nikolas bildiğimiz Noel Baba anısına bir kilise inşa etmişler. Güllübahçe’de oklar ile gösteriliyor kilise. Aziz Nikolaos Kilisesinin bakımsızlığı insanın moralini bozsa da görülmeye değer olduğunu düşünüyorum. Bir de kemiklik bölümü var ki, bakın ve şaşırın diyor, yorum yapmamayı tercih ediyorum 🙂Aziz Nikolaos kilisesiRestorasyon yapılsa keşkeHala silinmemiş freskler varKilise bahçesinde kemiklik bölümü. İçeri bakmayı unutmayın!Kiliseye arabanızı aşağıda bırakıp yürüyerek çıkalabilirsiniz, fakat yokuşlu olduğunu da söylemeliyim. Araba ile çıkış da mümkün. Güzel sokaklar ve evlerin olduğu hoş bir yolu var kilisenin. Yokuş üzerindeki Günbatımı Restorant’ta Söke ovası manzarasına nazır çay molası da çıkan yokuş Söke ovası manzaralıGüllübahçeyi geçince de Priene antik kenti bir başka durak olabilir. Buranın eskiden bir liman kenti olduğuna inanmak çok zor. Eskiden Söke ovası da denizmiş ve Büyük Menderes Nehri’nin taşıdığı alüvyonlar ile ova haline gelmiş. Burayı da bir gün ziyaret edip tarihi bilgiler ile anlatabilirim belki…Güzel Ege’nin bu bakir noktasını bu haliyle ziyaret etmenizi öneririm, çünkü ileride buraların Şirince’nin tahtını sallayacağını düşünüyorum. Kalabalıklaşıp bozulmadan gezelim, görelim…İlgili
domatia rum köyü karina nerede