CEingilizcede neyin kısaltması? İngilizcede CE'ın anlamı abbreviation for Common Era or Christian era: used when referring to a year after the birth of Jesus Christ when the Christian calendar starts counting years: The Scandinavian countries became Christian between 900 and 1100 CE. CE açılımı nedir Türkçe? Writtenby Konuşarak Öğren in İngilizce Dersleri. İngilizce derslerinin olmazsa olmazlarındandır tenseler. İlkokul, ortaokul, lise, üniversite ve mezuniyet sonrası hiç fark etmek. Mutlaka ama mutlaka karşınıza çıkıp “bak bu kuralı unuttun” diye canınızı sıkarlar. İngilizcede bulunmayan 3 ek ünsüz vardır: ç, ǧ, ve ş. İngilizcede bulunmayan 3 ünlü de vardır: ı, ö, ve ü. ǧ bir yumuşak g. Her zaman bir sesli harfin ardından gelir. Takip ederse a, ı, Ö veya sen, o sesli harfin sesini uzatır. Takip ederse e, ben, ö veya ü, sonra ses gibi geliyor y İngilizce kelimede Sarı. İngilizcedebazı fiilleri present continuous tensde kullanamayız. Bu tensler ingilizcede "Non progressive yada Non action Verbs" olarak adlandırılırlar. Bu yazımızda İngilizcede 30 civarındaki bu fillerin bir listeni ve nasıl kullanıldıkları verdik. Bilgiustam 10,372 likes6 talking about this. Bilim konuları ve bilişim teknolojileri ağırlıklı makale ve haberlerin yer aldığı kaynak site. 1MDk. İngilizcede zamanlar bazen insanın kafasını karıştırıyor. Ana zamanlar dışındaki zamanlarda fiilin kaçıncı halinin kullanılacağı, yardımcı fiillerin ne olması gerektiği, soru cümlelerinde fiilin değişip değişmediği hep karıştırılan konulardır. Bugünkü yazımızda özet bir tabloda aynı fiil üzerinden tüm zamanları formüller halinde ve örneklerle vereceğiz. Bundan sonra tensleri ayırt etmekte zorlanmayacağınızı umuyoruz..İngilizce zamanlar konusunda daha fazla bilgi almak için hemen tıklayın İngilizce ZamanlarSimple Present Tense Geniş zamanSubject + + V1 + ObjectÖzne + Yüklem + TümleçI study English İngilizce çalışırımYou-we-they study English İngilizce çalışırsınız-çalışırız-çalışırlarHe-she studies English İngilizce çalışırÜçüncü tekil şahıslarda fiil –s, -es, ies takısı ve olumsuz cümlelerde kullanılan yardımcı fiil do ve does dır. Fiil 3. tekil şahıslarda mastar you study English? İngilizce çalışır mısın?Does he study English? İngilizce çalışır mı?Present Continuous Tense Şimdiki zamanSubject + Be am/is/are + Verbe + ing + ObjectÖzne + am/ is+ are + Yüklem + ing + TümleçI’m studying English İngilizce çalışıyorumYou-we-they are studying English İngilizce çalışıyorsunuz-çalışıyoruz-çalışıyorlarHe-she is studying English İngilizce çalışıyorSoru ve olumsuz cümlelerde yardımcı fiil nasıl başa gelir veya olumsuz yapılır?Are you studying English? İngilizce çalışıyor musun?We are not studying English İngilizce çalışmıyoruzSimple Past Tense Di’li geçmiş zamanSubject + V2 + ObjectÖzne + Yüklem + TümleçI studied English İngilizce çalıştımDiğer öznelerde de fiil aynı ve soru cümlelerinin yardımcı fiili did dir. Fiil mastar you study English? İngilizce çalıştın mı?We didn’t study English İngilizce çalışmadıkSimple Future Tense Gelecek zamanSubject + V1 + Will + ObjectÖzne + Yüklem + Will + TümleçI will study English İngilizce çalışacağımDiğer öznelerde de fiil aynı ve soru cümlelerinde yardımcı fiil olumsuz yapılır veya başa will not won’t study English İngilizce çalışmayacağımWill you study English İngilizce çalışacak mısın?Past Continuous Tense Subject + was/were + V1 + ing + ObjectPast Perfect Tense Subject + Had + V3 + ObjectPast Perfect Continuous Tense Subject + Had been + V1 + ing + ObjectPresent Continuous Tense Subject + Be + V1 + ing + ObjectPresent Perfect Tense Subject + has-have + V3 + ObjectPresent Perfect Continuous Tense Subject + has been + V1 + ing + ObjectFuture Continuous Tense Subject + Will be + V1 + ing + ObjectFuture Perfect Tense Subject + Will + have + V3 + ObjectFuture Perfect ContinuousTense Subject + Will + have been + V + ing + Object link to Türkiye 4 Köşe Nedir?Türkiye 4 Köşe Nedir?Türkiye 4 Köşe projesi kapsamında Konuşarak Öğren olarak geleceğimizi inşa eden genç neslimize karşı sorumluluk bilinciyle işe koyulduk ve Türkiye’nin dört bir yanındaki genç... link to 4. Sınıf Ünite 6 Fun with Science İngilizce Testleri ve Çözümleri İngilizce öğrenirken birçok kişinin karşılaştığı sorunlardan biride sıfatları genellikle isimlerlerle yada fiiller ile karıştırmasıdır. Bu sorunun üstesinden bir nevi kolayca gelebilmeniz için bazı sıfatları nasıl kolayca tanıyıp isimlerden yada fiillerderden ayırt edebileceğimizi öğreneceğiz. Bu sayede ingilizce cümle kurarken isim yada fiil yerine yanlışlıkla sıfat kulanma olasılığını kolayca önleyebileceğiz. Bir kural olmamakla birlikte aşağıda sıfatların genellikle aldığı son eklerin bir listesi verilmiştir. -able/-ible capable yetenekli, remarkable dikkat çeken, comfortablerahat , achievablebaşarılabilir, terrible berbat , sensibleduyarlı,hassas, visible görülebilir, gözle görülen -al biographicalbiyografic , electrical elektrikli, personalkişisel, traditionalgeleneksel, logicalmantıklı, national milli -ful beautiful güzel, careful dikkatli, colorful renkli, grateful minnetar, helpfulyardım sever , harmfulzararlı , usefulyararlı, wonderfulharika -ic basic temel,esas, fantastic harika, cubic kübik, enthusiastic coşkulu , rustic gösterişsiz, kaba, terrific olağanüstü -ish childish çocukca , foolish aptalca selfish bencil -ive attractive çekici, expensive pahalı , inventive özgün, persuasive inandırıcı -ing boring sıkıcı , disappointing umut kırıcı, hayalkırıklığına uğratan, exciting heyecan verici, heyecanlı -ly friendly samimi , lovelyhoş, güzel, elderly yaşlı -less breathlesssoluksuz , careless dikkatsiz, homeless evsiz, meaningless manasız -ous courageous cesaretli, dangerous tehlikeli, generous cömert, poisonous zehirli Not 1- Sonu “ –ing “ ile biten sıfatlar aslında ilgili fiilin “present participle- şimdiki zaman ortaç” halidir. Diğer bir deyişle bazen herhangi bir fiili sıfat olarak kullanmak için ilgili fiilin present participle- şimdiki zaman ortaç halini kullanırız. Örnek Fiil= To smile – Gülümsemek She is smiling at me – O kız bana gülümsüyor My sister has always a similing face –Kız kardeşim her zaman güler bir yüze sahiptir Fiil= To disappoint -Hayal kırıklığına uğratma Stop crying , you are disappointing me – Ağlamayı bırak beni hayal kırıklığına uğratıyorsun I always got disappointing result on my math exam- Matematik sınavından herzaman hayal kırıklığına uğratan sonuç aldım 2- Sonu “-less” ile biten sıfatlar genellikle önüne geldiği isim veya nesnenin o şeye sahip olmadığını belirtirler ve Türçe olarak bu sıfatların sonu genel olarak “-siz, -sız, -suz,süz” anlamı taşırlar. Örnek My brother is a very careless person- Erkek kardeşim çok diktatsiz bir kişidir Lions are fearless animals – Aslanlar korkusuz hayvanlardır My sister has a lot of useless stuffs – Kız kardeşimin işe yaramaz bir çok eşyası vardır 3- Yukarada da altını çizerek belirttiğimiz gibi sıfatlar herzaman belirtilen ekler ile bitmez, ve yukarıda belirtilen ekler ile bitmeyen bazı sıfatların listesi aşağıda verilmiştir. bad , bright , clever cold , common ,complete dark, deep, difficult distant, elementary, good great, honest, hot, main morose, old, quiet, real red, silent, simplestrange, wicked, wide, young present continuous tense konu anlatımı İngilizce Present Continuous Tense dersinde ilk önce present continuous nedir ve nasıl kullanılır sorularını cevaplayıp daha sonra sizinle pratik İngilizce Present Continuous Tense konu anlatımı ve alıştırmalarını paylaşacağım. Bu dersin alıştırma ve ödevlerinin cevaplarını sayfanın sonunda bulabilirsiniz. Bu derste amacımız sizi gereksiz detaylara boğmadan konuyu öğrenmenizi sağlamak. Bu sebeple basit örnekler ve pratik bir anlatımla ilerleyeceğiz. Present Continuous Tense Nedir & Nasıl Kullanılır? Present Continuous Tense en basit haliyle Türkçede şimdiki zaman olarak nitelendirilebilir. Yani geliyorum, gidiyorum tarzı cümleler bu zamanla kurulur. Mesela Şu anda yemek yiyorum. Ali kitap okuyor. Misafirlerimiz uçağa biniyor. gibi cümleler present continuous ile kurulur. Şimdi present continuous tense nedir sorumuza cevap verdiğimize göre, present continuous nasıl kullanılır sorusuna geçebiliriz. Bunun için bu yapı ile ilgili İngilizce gramer kurallarını öğrenmemiz gerekiyor. Aşağıda, Present Continuous Tense Konu Anlatımı bölümünde, İngilizce present continuous tense kullanmak için bilmeniz gereken kurallar ve örnekleri paylaşıyorum. Present Continuous Video Ders Present continuous tense ders notlarımızdan yola çıkarak sizin için konuyu ayrıca bir video ders olarak da anlattım. Present Continuous Tense Konu Anlatımı Present continuous tense ile olumlu cümle, olumsuz cümle ve soru cümlesi oluşturmanın kurallarını tek tek inceleyip daha sonra her bir cümle türüyle ilgili örnek cümleler yazacağım. Dersin sonunda sizi present continuous tense alıştırmaları bekliyor. O alıştırmaları bu derste öğrendiğiniz bilgileri kullanarak yapın. Present Continuous Tense ile Olumlu Cümle Kuralı İngilizce present continuous tense ile olumlu cümle kurma kuralları aşağıdaki şekilde. I + am + V+ing You/We/They+ are + V+ing He/She/It + is+ V+ing Örneğin En sevdiğim kitabı okuyorum. I am reading my favorite book. ya da She is talking to me. O benimle konuşuyor. Present Continuous Tense ile Olumsuz Cümle Kuralı İngilizce present continuous tense ile olumsuz cümle kurma kuralları aşağıdaki şekilde. I + am not+ V+ing You/We/They+ are not + V+ing He/She/It + is not + V+ing Yukarıdaki örneği olumsuz cümleye çevirirsek En sevdiğim kitabı okumuyorum. I am not reading my favorite book. ya da She is not talking to me. O benimle konuşmuyor. Present Continuous Tense ile Soru Cümlesi Kuralı İngilizce present continuous tense ile soru cümlesi kurma kuralları aşağıdaki şekilde. Am + I + V+ing Are + You/We/They + V+ing Is + He/She/It + V+ing Yukarıdaki örneği soru cümlesine çevirirsek En sevdiğin kitabı mı okuyorsun? Are you reading your favorite book? ya da Is she talking to me? O benimle konuşuyor mu? Present Continuous Tense Alıştırmalar & Ödevler Aşağıdaki present continuous alıştırmalarını yaparak öğrendiklerinizi uygulayın ve pekiştirin. Size verilen Türkçe cümleleri İngilizce olarak yazın. Öğrenciler kitap okuyorlar. Müşteriler şikayet ediyorlar. Geliyor musun? Ödevlerin Cevapları Students are reading. Customers are complaining Are you coming? Etiketler ingilizce present continuous tense, ingilizcede present continuous zaman, present continuous nedir, present continuous nasıl kullanılır, present continuous konu anlatımı İngilizce'de iki fiil peşpeşe geldiği zaman çoğunlukla ya iki fiil arasına to gelir veya ikinci fiile -ing eklenir. Bazı fiillerin peşinden gelen fiillere ise -ing eklenmez ve ikisi arasına to da eklenmez. Bir fiilden sonra gelen fiilden önce to gelirse buna "infinitive with to", gelmezse "infinitive without to" denir. Eğer fiilden sonra gelen fiile -ing eklenirse buna da "gerund" denir. ► Verbs followed by an infinitive with “to” İlk olarak kendilerinden sonra to alan fiilleri görelim. Bu fiillerin sayısı çoktur, ancak aşağıda İngilizce'de en çok kullanılanlar belirtilmiştir. to afford parası yetmek to appear görünmek to attempt teşebbüs etmek to claim iddia etmek to demand talep etmek to determine karar vermek to fail başarısız olmak to happen olmak to hesitate tereddüt etmek to hope ümit etmek to manage başarmak to offer teklif etmek to pretend … gibi davranmak to promise söz vermek to refuse reddetmek to seek aramak to seem görünmek to threaten tehdit etmek Examples; - He appears to have a lot of money. Çok parası olduğu anlaşılıyor. - They failed to finish the work on time. İşi zamanında bitirmeyi başaramadılar. - He threatened to kill me. Beni öldürmekle tehdit etti. - I refused to talk to him. Onunla konuşmayı reddettim. ► Verbs followed by an infinitive with “to” or a “question word” + an infinitive with “to Bazı fiiller ise kendilerinden sonra "to'lu infinitive" alabildikleri gibi "bir soru kelimesi + to lu infinitive" de alabilirler. Bu fiillerin en çok kullanılanları şunlardır to agree kabul etmek to ask sormak to arrange düzenlemek to decide karar vermek to know bilmek to learn öğrenmek to plan planlamak Examples; - He decided where to stay. Nerede kalacağına karar verdi. - They plan to go to New York. New York'a gitmeyi planlıyorlar. - They planned what to do. Ne yapacaklarını planladılar. ► Verbs followed by an infinitive with “to” ar a that clause Bazı fiiller ise önce bir isim daha sonra ise "to'lu infinitive" veya that'li bir cümlecik alırlar. to cause sebep olmak to declare ilan etmek to command emretmek to compel zorlamak to enable mümkün kılmak to encourage teşvik etmek to force zorlamak to get yaptırmak to instruct öğretmek to oblige mecbur etmek to order emretmek to persuade ikna etmek to remind hatırlatmak to teach öğretmek to tell söylemek to warn uyarmak Examples; - He commanded the soldiers to fire. Askerlere ateş etmelerini emretti. - They obliged him to resign. Onu istifa etmesi için zorladılar. - She persuaded him to sell his car. Onu arabasını satması için ikna etti - I told Ali to turn on the lights. Ali'ye ışıkları söndürmesini söyledim. - They declared that he was innocent. Onun suçsuz olduğunu ilan ettiler. - He warned me that he would rent the house. Beni evi kiraya vereceğine dair uyardı. - I persuaded them that the change was necessary. Onları değişikliğin gerekli olduğuna ikna ettim. - She told me that she would resign. Bana istifa edeceğini söyledi. ► Infinitive of purpose "to'lu infinitive" to do maksat, gaye bildirmek için kullanılar ve "için" anlamına gelir. - I went to the market to buy some food. Biraz yiyecek satın almak için pazara gittim. Burada "to buy" "satın almak için" anlamına gelir. Bu cümlelerde için anlamını vermek için sadece to yerine in order to veya so as to da kullanılabilir. - He left his job in order to look after his mother. Annesine bakmak için işinden ayrıldı. - He left his job so as to look after his mother. Annesine bakmak için işinden ayrıldı. ► Verbs followed by an infinitive with to or a gerund Bazı fiillerden sonra ise hem gerund doing hem de infinitive to do gelebilir. Bu fiillerden bazılarının ardından doing veya to do gelmesi anlamı değiştirmez, bazılarında ise anlamı değiştirir. Şimdi bu fiilleri tek tek görüp örnekler verelim. STOP Bırakmak, vazgeçmek, kesmek manalarında olduğu zaman kendisinden sonra gelen fiil -ing takısı alır. - My father is a heavy smoker. Babam çok sigara içen birisidir. - He can't stop smoking. Sigara içmeyi bırakamaz. - Stop laughing. Gülmeyi kes. Bu fiil "durmak" manasında kullanılınca to'lu fiil gelir. - We stopped to have something to drink and eat. Bir şeyler yemek içmek için durduk. TRY Denemek manasında olunca kendisinden sonra gelen fiil -ing alır. - You can't start this car like this. Why don't you try pushing? Bu arabayı böyle çalıştıramazsın. Niçin itmeyi denemiyorsun? Bu fiil uğraşmak, çabalamak manasında olunca peşinden to'lu fiil gelir. - They are trying to push the car to start. Arabayı çalıştırmak için etmeye uğraşıyorlar. GO ON Yarım kalan birşeyi yapmaya devam etmek manasında kullanılınca peşinden gelen fiil gerund olur. - They went on reading about birds. Kuşlar hakkında okumaya devam ettiler. O zaten kuşlar hakkında kitap okuyordu ve yine aynı mevzuya devam etti. - They went on to read about birds. Okumalarına kuşlar konusuyla devam ettiler. Zaten okuyordular şimdi de kuşlar konusuna geçtiler. REMEMBER Hatırlamak manasında kullanılınca gerund gelir. - I remember sleeping in this room twenty years ago. Yirmi yıl önce bu odada uyuduğumu hatırlıyorum. Akılda tutmak, akla gelmek manasında kullanılınca "to'lu fiil" gelir. - I remembered to tell him about it only when I saw him. Ona o mevzudan bahsetmek onu görünce aklıma geldi. FORGET Yapılmış olan bir şey unutulduğu zaman gerund kullanılır. - How honest you are! I have forgetten giving you some money. Ne kadar dürüstsün! Sana para verdiğimi unutmuşum. Yapılacak olan birşey unutulduğu zaman to'lu infinitive gelir. - I have forgetten to give him some money. Ona para vermeyi unuttum, para verilmedi. REGRET Pişman olmak manasında kullanılınca kendisini gerund takip eder. - I regret laughing at the lame boy when he fell to the ground. Topal çocuğa yere düştüğü zaman güldüğüme pişmanım. Özellikle kötü haber verirken, teessüf etmek, üzüntü duymak, eseflenmek manalarında kullanılınca peşinden infinitive gelir. - We regret to inform you that your cad died. Üzülerek bilgi vermek durumundayız ki kediniz öldü. AFRAID Sadece korkma duygusunu ifade etme durumlarında of ve gerund gelir. - He was afraid of riding horses when he was a child. Çocukken ata binmekten korkardı. Ata binmekten korkuyor, fakat biz onun kesinlikle ata binmediği manasını çıkartamıyoruz. Korkudan dolayı bir şey yapılamıyorsa bu durumlar infinitive ile anlatılır. - He was afraid to ride horses when he was a child. Çocukken ata binmekten korkardı. Ve binmezdi. AGREE Birisinin bir şey yapmasına rıza göstermek manasında olunca gerund gelir. Bu daha çok agree to yapısıdır. - The teacher agreed to my listening to him. Öğretmen benim kendisini dinlememe rıza gösterdi. Bir şey yapmayı kabul etmek manasında kullanılınca kendisinden sonra to infinitive gelir. - I think he will agree to study with me tomorrow. Sanırım yarın benimle ders çalışmayı kabul edecek. MEAN Demek manasında kullanılınca gerund kullanılır. Cümlenin öznesi insan olamaz. - The new Prime Minister is determined to end the anarchy and smuggling. Perhaps it will mean getting exhausted or getting killed by outlaws. But he seems fearless. Yeni başbakan anarşi ve kaçakçılığa son vermeye kararlı. Belki o yıpranmak ya da öldürülmek demek olacak. Fakat o korkusuz görünüyor. Kastetmek, demek istemek, anlamına gelmek, niyetinde olmak manalarında kullanılıncaa to'lu infinitive kullanılır. - He means to earn as much money as he could buy a house before he returns. Dönmeden evvel ev alacak parayı biriktirmek niyetinde. PROPOSE Önermek manasında kullanılınca gerund kullanılır. - The nughty boy proposed playing till morning. Yaramaz çocuk sabaha kadar oynamayı önerdi. Niyetinde olmak, niyet taşımak manasında olunca to infinitive kullanılır. - The children proposed to play till morning. Sabaha kadar oynama niyetindeydi çocuklar. LOVE, LIKE, HATE, PREFER Tek başlarına kullanıldıkları zaman gerund takip eder. - The students love talking to their teachers. Çocuklar öğretmenleriyle konuşmayı severler. - Do you like eating dessert? Tatlı yemekten hoşlanır mısın? - I hate waiting at dinner table. Yemek masasında beklemekten nefret ederim. - Boys prefer playing with guns. Erkek çocuklar silahlarla oynamayı tercih ederler. Would ile kullanıldıklarında infinitive kullanılır. would / like / love /prefer / hate - The students would love/like to talk to their teachers. Öğretmenler öğrencileriyle konuşmayı severler. - I'd hate to wait at dinner table. Yemek masasında beklemek hoşuma gitmiyor. - I'd prefer to stay here. Burada kalmayı tercih ederim. LIKE Doğru bulmak manasında kullanıldığı zaman to infinitive ile, hoşlanmak, sevmek manalarında kullanıldığı zaman gerund ile kullanılır. - Our neighbour's wife likes to see the doctor once a month. Komşumuzun karısı ayda bir doktora gitmeyi doğru bulur. - I don't like to climb mountains. Dağlara tırmanmayı uygun görmüyorum. CARE Umursamak, kafasına takmak, endişe etmek gibi manalarda kullanıldığı zaman gerund ile kullanılır. - If you promise to help me sir, I don't care going to prison. Bana yardım etmeye söz verirseniz bayım, hapse gitmek umurumda bile değil. Meyli olmak, pek sevmek, özel ilgi duymak manalarında olunca infinitive ile kullanılır. - Children today don't care to play outside. They would care to play computer games. Bugünün çocukları dışarıda oynamayı sevmiyor, bilgisayar oyunu oynamak istiyorlar. ADVISE, RECOMMEND, ALLOW, PERMIT İlgili şahıslardan bahsedilmezse gerund kullanılır. - They advised giving up the work. İşi bırakmayı tavsiye ettiler. - The rules don't allow the workers to sleep during the working hours. Kurallar işçilerin çalışma saatleri esnasında uyumalarına müsaade etmez. BEGIN, START, CONTINUE, CEASE Hem gerund ve hem de to infinitive ile kulanılabilirler. - I began to study at noon. Ders çalışmaya öğlende başladım. started studying - The workers continued to work. İşçiler çalışmaya devam ettiler. working - People never cease to worry about themselves. İnsanlar kendileri hakkında endişelenmeyi hiç bırakmazlar. worrying ATTEMPT, INTEND Bu fiil hem gerund ve hem de infinitive ile kullanılabilirler. - I'll attempt to finish it today. Bugün onu bitirmeye teşebbüs edeceğim. finishing - I intend to finish it today. Bugün onu bitirme niyetindeydim. finishing ► Verbs followed by an infinitive without to Make ve let fiilleri ise kendilerinden sonra gelen fiillere ne "-ing" ne de "to" aldırırlar. Gelen fiil yalın halde bulunur. - The boy made us laugh. Çocuk bizi güldürdü. - I can't make my son eat anything. Oğluma hiçbir şey yediremiyorum. - The woman made her daughter wash the dishes. Kadın kızına bulaşıkları yıkattı. - The man didn't let his son go out. Adam oğlunun dışarı çıkmasına izin vermedi. - Please let me stay here. Lütfen burada kalmama izin verin. - They never let me speak. Benim konuşmama hiç izin vermezler. ► Verbs followed by a gerund or an infinitive without do Hear, watch, feel, notice ve see fiillerden sonra bir nesne geldiği zaman daha sonra gelen fiil ise ya yalın halde hiçbir ek almadan gelir veya -ing eki alır. Eğer fiilin tamamını duyar, seyreder, hisseder, farkeder veya görürsek gelen fiil yalın halde hiçbir ek almadan gelir. Examples; - I saw him open the door and enter the room. Onun kapıyı açtığını ve odaya girdiğini gördüm. - I watched the children play. Çocukların oynamasını seyrettim. - I heard him start the car and drive away. Onun arabayı çalıştırdığını ve uzaklaştığını duydum. Eğer fiilin tamamını değil de bir kısmını duyar, seyreder, hisseder, farkeder veya görürsek gelen fiil -ing eki alır. - They saw me playing football. Beni futbol oynarken gördüler. - I felt someone following us. Birisinin bizi takip ettiğini hissettim. - I heard them talking about me. Onları benim hakkımda konuşurken duydum. ► Verbs following by a gerund Şimdi de kendilerinden sonra gelen fiillere -ing aldıran fiilleri görelim. to appreciate takdir etmek to avoid kaçınmak to delay geciktirmek to detest iğrenmek to dislike hoşlanmamak to enjoy hoşlanmak to escape kaçmak to excuse affetmek to finish bitirmek to forgive affetmek to involve gerektirmek to keep sürdürmek to mind itirazı olmak to miss özlemek to pardon affetmek to postpone ertelemek to practise alıştırma yapmak to prevent engel olmak to resist direnmek to risk göze almak Examples; - He dislikes going to bed late. Geç yatmaktan hoşlanmaz. - I enjoy watching war films. Savaş filmleri seyretmekten hoşlanırım. - They finished painting the house at 5 o'clock. Evi boyamayı saat 5′te bitirdiler. - They postponed going to Italy. İtalya'ya gitmeyi ertelediler. ► Gerunds after prepositions Prepositionlardan sonra gelen fiillere de -ing eklenir. - She is interested in swimming. O yüzmeyle ilgilenir. - You should give up smoking. Sigara içmeyi bırakmalısın. - I am tired of waiting for him. Onu beklemekten bıktım. - They succeeded in finding the murderer. Katili bulmayı başardılar. - He is thinking of buying a new car. Yeni bir araba satın almayı düşünüyor. ► Verbs followed by a gerund or a that clause Bazı fiiller kendilerinden sonra gelen fiillere -ing aldırırlar veya that'li bir kalıp ile kullanılırlar. Bu fiillerin en çok kullanılanları şunlardır. to admit kabul etmek, itiraf etmek to anticipate ummak to imagine hayal etmek to mention bahsetmek to propose önermek to recall hatırlamak to suggest teklif etmek Examples; - She admitted breaking the window. Camı kırdığını itiraf etti. - She admitted that she had broken the window. Camı kırdığını itiraf etti. - He suggested going to the theatre. Tiyatroya gitmeyi teklif etti. - He suggested that they should sell the house. Onlara evi satmalarını teklif etti. ► Infinitive as an Subject To'lu infinitive özne olarak da kullanılabilir ama bu pek yaygın değildir. - To learn a foreign language isn't very easy. Yabancı dil öğrenmek pek kolay değildir. - To drive on icy roads is dangerous. Buzlu yollarda araba kullanmak tehlikelidir. - To find your brother in Istanbul sems impossible. İstanbul'da Kardeşini bulmak imkansız görünüyor. ► Gerund as a subject Gerund -ing ise özne olarak genel anlamda yaygın olarak kullanılır. - Watching a film is easier then reading a book. Film seyretmek kitap okumaktan daha kolaydır. - Working at night is tiring. Geceleyin çalışmak yorucudur. - Living in a large city is extremely difficult. Büyük bir şehirde yaşamak son derece zordur. ► Gerund as an adjective Gerund -ing ayrıca sıfat olarak da kullanılabilir. - I need some cleaning fluid. Temizleyici sıvıya ihtiyacım var. - The film was very boring. Film çok sıkıcıydı. - Do you know that crying child? Şu ağlayan çocuğu tanıyor musun? - This machine is fascinating. Bu makina büyüleyici. ► Perfect Infinitive Perfect infinitive have + Verb3 yani have ve fiilin üçüncü halinin kullanılmasıdır. Perfect infinitive in en yaygın kullanımı modal auxiliary denilen yardımcı fiillerle kullanımıdır. Perfect infinitive ayrıca başına to alarak bazı kalıplarda kullanılır. Bunlardan birincisi was / were ile geçmişte yapılması gerekip yapılmayan işleri anlatmakta kullanılır. Examples; - They were to have been here yesterday. Onların dün burada olmaları gerekirdi. - He was to have repaired the car last week. O geçen hafta arabayı tamir etmeliydi. Perfect infinitive yine buna benzer bir anlama would should like'tan sonra kullanıldığında gelir. Examples; - I should like to have seen that film. O filmi görmüş olmayı isterdim. - He would like to have visited the museum. Müzeyi ziyaret etmiş olmayı isterdi. Perfect infinitive, appear, seem, happen, pretend fiillerinden sonra kullanıldığında perfect infinitive de geçen fiilin, asıl fiilden daha önce meydana geldiğini gösterir. Examples; - He seems to have studied a lot. Çok çalışmış görünüyor. - She appears to have forgetten the party. Partiyi unutmuş görünüyor. - He pretended to have done his homework. Ödevini yapmış gibi davrandı. Perfect infinitive believe, know, say, suppose gibi fiillerle passive cümlelerde işin daha önce olduğunu göstermek için kullanılır. ► Verbs followed by a gerund or a passive infinitive It needs, it requires, it wants ya gerund ya da infinitivein passive şekliyle kullanılır. - The car needs/requires/wants washing. Arabanın yıkanması lazım. - The car needs/requires/wants to be washed. Arabanın yıkanması lazım. Need fiili şahıs öznelerle kullanıldığı zaman infinitive kullanılır. - We need to go to the country and have a picnic. Şehir dışına gidip piknik yapmamız lazım.

ingilizcede tensler nasıl ayırt edilir